bildirgec.org

morgan freeman hakkında tüm yazılar

Driving Miss Daisy – Bayan Daisy’nin Şoförü (1989)

padmess | 25 July 2011 18:18

Bayan Daisy, 1950’lerde yaşayan varlıklı bir kadındır. Ancak varlığıyla övünmeyen aksine nereden geldiğini bilen ve mütevazi bir hayat yaşayan bir kadındır. Artık yaşlanmaya başladığı için araba kullanmakta çeşitli zorluklar yaşar; komşuların bahçesine girmek gibi minik kazalar yapar. Sonunda annesinin sağlığıyla ilgili endişeler taşımaya başlayan oğlu ona bir şoför (Hoke) bulur.
Mütevazi hayatında zaten bir yardımcısı olan Bayan Daisy ikinci bir yardımcı istemez hele ki yaşlandığı için işe alınan bir yardımcıyı hiç istemez.

The Maiden Heist (2009)

queennothing | 28 April 2011 13:24

İngiltere doğumlu Peter Hewitt‘in yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “The Maiden Heist“, 2009 senesinde gösterime girdi. Senaryosu Michael LeSieur tarafından yazılan film, 20 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle çekildi. Oscar Ödüllü Amerikan aktör Christopher Walken, Morgan Freeman ve Oscar adaylığı bulunan aktör William H. Macy‘nin başrollerini paylaştıkları filmde Anthony Cascio, Marcia Gay Harden, Joseph McKenna, Wynn Everett ve Breckin Meyer gibi isimler rol alıyor.
Senelerdir aynı müzede çalışan üç güvenlik görevlisinin müzedeki bazı eserlere özel ilgi duymaları ve eserlerin başka müzeye transfer edileceğini öğrendiklerinde bu ilginin saplantıya dönüşerek suça yönelmelerini anlatan “The Maiden Heist“, içerisinde derin anlamları da barındıran hafif bir suç komedisi.

Özgür ve yabani; Born To Be Wild (2011)

queennothing | 09 April 2011 14:54

2011, Nisan ayı içerisinde etkileyici bir belgesel, seyircileriyle buluşmaya hazırlanıyor. Kenya ve Borneo Adası’nda çekilen doğal yaşam belgeseli “Born To Be Wild“, yalnızca bir hayvan belgeseli değil; aynı zamanda özgürlüğün, sevginin ve içimizdeki vahşiliğin filmi. İki hayvansever olan Birute Galdikas ile Daphne Sheldrick’in filler ve maymunlarla kurdukları yakın ilişkilere tanık olacağımız filmin müzikleri Mark Mothersbaugh tarafından yapıldı.

Belgesel yönetmeni David Lickley tarafından çekilen yapımda 4K Dijital Kameralar kullanıldı. 3 boyutlu olarak vizyona girmesi beklenen eserdeki bir başka sürpriz ise Oscar Ödüllü Amerikan aktör Morgan Freeman. Usta aktörün bizlere sesiyle eşlik ettiği filmin fragmanına buradan erişebilirsiniz.

Nolan seriyi tamamlıyor

queennothing | 22 December 2010 10:51

İngiliz yönetmen Christopher Nolan, 2008 senesinde vizyona giren “The Dark Knight” ile oldukça ses getirmişti. 2010 senesinde “Inception” ile olay yaratan yönetmen, Batman Serisi’nin son filmi “The Dark Knight Rises“ı çekmeye hazırlanıyor. ‘Joker’ karakterinin yer almayacağı film için Nolan, Christian Bale, Morgan Freeman, Gary Oldman ve Michael Caine ile anlaştı.
Leonardo DiCaprio, Joseph Gordon-Levitt, How I Met Your Mother dizisinin Barney’i Neil Patrick Harris, Johnny Depp, Michael C. Hall gibi isimlerin de konuşulduğu filmde esas kadın için de Naomi Watts, Rachel Weisz, Natalie Portman, Anne Hathaway gibi isimler düşünülüyor. Film, 2012‘de vizyonda.

Samanyolunda mahsun bir karadelik

quex | 26 November 2010 17:59

Şu son 2 haftadır “Kara Delik” lere çok taktım. Mevzuya aslında Morgan Freeman ın anlatıcılığını yaptığı “Through the Wormhole” dizisi ile başladım. Parçaçık fiziği, uzay-zaman teorileri, görecelik kavramı, spring teorileri, karanlık madde, ondanda ilginci karanlık enerji, stephen havking derken iş kara deliklere geldi dayandı lakin bu delikler bütün bu teorilerin bittiği yerler.
Sonra parçacıktan uzay fiziğine geçiş kaçınılmaz oldu ve gezegenler sistemler galaksiler derken. Kendimi akşamları gökyüzüne bakakala buldum.
Şunu hep merak etmiştim. Bizim galaksimizin (samanyolu- ya da MilkyWay) gerkezinde ne olup bitiyor. Belgesellerde hep dünyadan dış uzaya doğru bir serüven izleniyordu.
Ama 15 senedir samanyolunun merkezini inceleyen bir bilimadamlarının sonuç almaya başlaması sonrası galaksimizin merkezinde neler döndüğünü ufaktan anlamaya başlamışız.
Neler döndüğünü diyorum çünkü hakikaten yıldızlar, görünemeyen bir nesnenin etrafında müthiş bir artan-azalan ivmeli hızda dönmekte. Bu nesne görünmüyor çünkü bu bir Kara Delik. Ve yıldızları bu hızda döndürebilen bu deliğin büyüklüğü güneşimizin 4 milyon katı.
Artık her galaksinin merkezinde böylesine kara deliklerin bulunduğu biliniyor. belkide birden fazla. Mesela komşu galaksimiz, Andromedada iki tane gözlemlenmiştir. Bu içten içe kaynayan iki galakside yaklaşık 2 milyar yıl sonra birbirine geçecek. Ne kadar kozmik. Ne kadar güzel.
Demek yıllar önce çocukken annemin aldığı Andromeda adlı kitaptaki uzaylı oradan gelmiş. 2 milyar yıl sonra hep birlikte buhar olacağız he.

Sinemada Ortaklıklar

| 09 November 2010 16:15

Bir yönetmen için oyuncular önemlidir. Bu yüzden sürekli yetenekli oyuncular aranır film için. Yönetmen, oyuncuyla çalışır. Eğer oyuncunun oyunculuğundan ve karakterinden memnun kalırsa onu diğer projeleri için düşünmeye başlar. Hatta diğer projelerinde başkarakter için aklına gelecek ilk isim “o” oyuncu olur. Neden yönetmen, hep “onu” tercih ediyor? Cevabı bellidir aslında. Yönetmenin oyuncuyla kimyasının tutması ve diğerlerinde görmediği çok başka şeylerin “o” oyuncuda olması… Sinemada bir sürü ortaklık sözkonusu. Ben de bazılarına değinmeye çalışacağım burada. Genelde Hollywood ortaklıklarına değineceğim. İlerleyen zamanlarda yerli ortaklıklara da değinirim belki de.

*Robert De Niro-Martin Scorsese:

Sinemanın en verimli ortaklıklarıdır bu. De Niro ile Scorsese’nin kariyerleri aynı anda yükselişe girdi. İlk çektikleri (beraber) film olan Mean Streets’le ilgiyi topladılar. Sonraları Taxi Driver, Raging Bull, Cape Fear, King of Comedy, New York New York, Casino, Goodfellas’la ortaklıkları devam etti. Scorsese’nin başarısı De Niro’dan bağımsız değil. Aynı şekilde De Niro’nun başarısı Scorsese’den bağımsız değil. De Niro da Scorsese de en iyi işlerini beraber yaptılar ve bu zamanlarda hep yukarıdaki işlerle anılmaktalar.
Peki bu ortaklık bir kez daha devam edecek mi? Hepimiz yeni Scorsese-De Niro ortaklığını içeren bir filmi bekliyoruz. Olur mu, belli değil. Umarız ki olur. Ufukta bir proje var ama belirsizliğini koruyor. Peki bu ortaklık neden bitti? De Niro ile Scorsese’nin ortaklığının bitişinin nedenini bilmiyorum. Ama nedenin stüdyo olduğunu tahmin ediyorum. Stüdyolar bu ortaklıklardan sıkılmış ve bitirmiş olabilirler. Ama şimdi de bu ortaklığı gündeme getirip para kazanmayı düşünüyorlar. İronik!

De Niro-Scorsese
De Niro-Scorsese

RED [2010]

merbabu | 25 October 2010 10:04

RED
RED

RED: Retired and Extremly Dangerous
Warren Ellis‘in Red adlı çizgi romanından uyarlanan daha önce gelişini müjdelediğimiz Red filminin yönetmen koltuğunda ‘FlightPlan‘den tanıdığımız Robert Schwentke oturuyor. Filmin oyuncu kadrosuna baktığımızda ise her biri birbirinden ünlü ve işinin ehli isimleri görüyoruz. Başta Bruce Willis; sonra Morgan Freeman, John Malkovich, Helen Mirren ve ‘The Spiderwick Chronicles’tan hatırlayacağınız Mary-Louise Parker.

soldan sağa: Bruce Willis, Mary-Louise Parker
soldan sağa: Bruce Willis, Mary-Louise Parker

Filmin konusuna gelince; arı kovanına çomak sokmak deyimi bu film için biçilmiş kaftan. Hareketli geçmişinin ardından sakin bir yaşam sürdürmek isteyen Frank Moses [Bruce Willis] adlı emekli bir CIA ajanının öldürülmesi için süikastçi gönderiliyor. Yalnız hesaba katılmayan bir şey var; yaşlansa da Frank Moses şimdiye kadar gelmiş geçmiş en iyi CIA ajanı. Dolayısıyla onu öldürmek hiç de kolay olmuyor.

Şeytan Ayrıntıda Gizlidir: Gone Baby Gone (2007)

| 12 October 2010 09:58

Gone Baby Gone, Türkçe ismiyle Kızımı Kurtarın Ben Affleck‘in kariyeri düşüşe girdikten sonra Aaron Stockard ile beraber uyarladığı ve yönettiği bir gerilim-dram filmi. Film, Dennis Lahane‘in aynı isimle başarılı polisiye eserinden uyarlandı ve başrollerini Affleck’in kardeşi Cassey Affleck, Michelle Monoghan, Amy Ryan, Ed Harris, Morgan Freema üstlendi. Eleştirmenlerden genelde olumlu tepkiler alan film Affleck’in kariyerini kurtardı.

Ben Affleck, Gone Baby Gone filmine kadar düşüşte olan oyunculardandı. Çektiği bir sürü filmde vasat altı performans sergilemesi, magazine kaymış hayatı gibi nedenlerle düşüşteydi. Bilindiği kadarıyla da o dönemlerde yapımcıların tercihinde olan oyunculardan değildi. Senaryo gelmediğini görünce Affleck kolları sıvadı ve kariyerini düzeltecek bir film çekmeye karar verdi. Tabii ki çoğu yönetmenin tercih edeceği gibi Dennis Lahane’in aynı adlı eserini uyarlamaya karar verdi. Senaryo yazma konusunda tecrübesiz değildi. İlk yazdığı senaryo Good Will Hunting (Can Dostum) idi. Bu senaryoyu daha tanınmadığı zamanlarda gene tanınmayanlardan olan Matt Damon‘la yazmış ve “senaryo” dalında Oscar‘ı
kapmıştı. Sonuçta yönetmenliğini de üstlendiği Gone Baby Gone, başarılı bulundu ve Affleck’in kariyerini düzeltti. Oyunculuk anlamında hala güvenilmese de yönetmenlik ve senaristlik alanlarında aranacak kişilerden bir tanesi oldu. Hatta Amerika’da vizyona giren ve bizde 24 Aralık’ta vizyona girecek olan “The Town” filmini çekmesi ve büyük yönetmenlerden Terrence Mallick‘in yeni projesinde başrolde yer alacak olmasının nedeni de Gone Baby Gone’ın başarısında gizli.

RED (2010)

AsetilCoa | 31 July 2010 11:31

BRUCE WILLIS, MORGAN FREEMAN VE JOHN MALKOVICH AYNI FİLMDE

Warren Ellis’in RED adlı çizgi romanından uyarlanan bu film oyuncu kadrosuyla dikkat çekiyor. Bruce Willis, Morgan Freeman, ve John Malkovich haricinde Mary-Louise Parker, Karl Urban ve Helen Mirren gibi oyuncular da var.

Film Bir CIA ajanının(Bruce Willis) bulaştığı belalara karşı takım arkadaşlarıyla birlikte verdiği mücadeleyi anlatıyor. Konusu bana pek de orjinal görünmedi ama çizgi romanın içeriğini bilmediğim için yorum yapmak istemiyorum. Zaten böyle bir film konusu iyi olmasa bile sırf kadrosu için izlenir.

ABD’de Ekim ayında vizyona girecek. Türkiye vizyon tarihi ise henüz belli değil.

Danny The Dog (2005)

queennothing | 22 November 2009 11:44

Senarist Luc Besson ve yönetmen Louis Leterrier‘den başarılı bir drama yapımı “Danny The Dog“. Çinli aktör Jet Li, Oscar Ödüllü aktör Morgan Freeman ve Bob Hoskins‘in rol aldığı yapım, 30 yaşında olan ve hayatının tek bir gününü bile normal insan gibi geçirmemiş bir adamın öyküsünü anlatıyor.

Danny, küçük yaşta alıkonulup bir hayvan saldırganlığına erişene kadar eğitilmiş, otuz yaşında bir adamdır. Sahibi olarak gördüğü Bart’ın yoketmesini emrettiği insanları gözünü kırpmadan öldüren Danny, Bart’a kazandırdığı servete rağmen sefalet içinde bir bodrum katında yaşamaktadır.