bildirgec.org

kanat hakkında tüm yazılar

~Yolcu~

Cali Kusu | 15 April 2011 11:27

Gözlerin bıçak dayadı ön yargılarıma. Ya seveceksin ya öleceksin…Gözlerin öyle bir baktı ki gözlerime. Ya kalacaksın ya gideceksin…Gözlerin öyle bir konuştu ki yüreğime. Seveceksin, sevginle öleceksin, kalacaksın, gücün yetmiyorsa aşka, kaçacaksın…

Rüzgâr gözlerini kararttı bu gün. Gökyüzü bardaktan boşalırcasına tükürüyor suratıma. Yoldan geçen kuru bir yaprak sövüyor anama, bacıma. Birazdan taşa tutacaklar beni aşkın er meydanında.
Oysa basit bir yolcuyum ben. Ne gerek var yolumda senin gibi bir sevdaya…

Umut Dolu Bir Geleceğin Altın Kanatlı Meleklerine…

firatocal | 04 August 2010 17:11

Tarih yazarak 20. Avrupa Atletizm şampiyonası‘ nın fatihi olan atletlerimiz Türkiye ‘ ye dönüşlerinde kahramanlar gibi karşılandı… Ne de çok özlemişiz gurur dolu zaferleri…

Özellikle bayan sporcularımızın göğsümüzü kabartan başarılı sonuçlara imza atmaları , beylik haber başlıkları olmasının ötesinde , sporla alakaları olsa da olmasa da , 7 den 70 e tüm halkımızın dikkatini çekmeyi ve onlardan destek görmeyi başardı… Anadolu ‘ nun cefakar kadının kürsüde başı dik bir şekilde temsil edilmesi herkes tarafından fazlasıyla özlenen bir manzaraymış…

Müsabakalarda , haberlerde ve spor programlarında doyasıya izledik altın , gümüş kadınlarımızı… Spora bakışımızı değiştirmek , olimpik dallarda başarılı olarak sporcu ruhunu yakalamak için yıllardır sürdürülen çabalara inanılmaz bir katkıdır onların zaferleri…

Geleceği yeniden yaratacak , toplumun hassasiyetlerine el verecek atılımlar sizlerin zaferlerinizden güç alacak… Sizler umut dolu bir geleceğin altın kanatlı meleklerisiniz… Sağolun , varolun… Sevgi ve Saygılarımla… Fırat Öçal

Uçmanın yeni adı Hovercraft !!!

Beacool | 09 March 2010 10:10

Kemerlerinizi bağlayın, uçuyoruz!
Kemerlerinizi bağlayın, uçuyoruz!

Hovercraft’ların tarihine hiç göz atma fırsatınız oldu mu? İlk hovercraft patenti, 1955 yılında İngiliz mucit Christopher Cockerell tarafından alınmış. Zamanının cidden çok ilerisinde bir dizaynın sonucu üretilmiş bir icattır kendileri. Amfibik yapısı ile bir ilk olmasının yanında o devirde toplu taşıma aracı olarak da gayet başarılı bir şekilde insana hizmet etmiş. Ta ki toplu ulaşımda rakipleri çok daha az yakıt tüketene ve tek dalda daha başarılı olmaya hedefleninceye kadar…

Birgün herkes uçacak demişmiydim?
Birgün herkes uçacak demişmiydim?

İsminden midir ya da kaderinden mi bilinmez ama yine bir ilk hovercraft’larda yaşanıyor. Bu karada ve suda giden ürünümüz artık uçabiliyor da! Rudy Heeman tarafından Yeni Zelanda’da tasarlanan bu icat Flying Hovercraft (bkz yazı sonu notu) gibi çok yaratıcı (!) bir isme sahip. Flying Hovercraft W.I.G. (wing in ground) adı verilen bir yapı sayesinde 70km hıza ulaşıldığında yerden üç metre havalanabiliyor. Bu noktada bir uçak gibi flap’larını kullanarak süzülebilen alet uçmayı son derece kişiselleştirmiş durumda. Hem de kaptanlık lisansı gerektirmeden…

RE…

il mare | 19 November 2009 09:27

Kendime yabancılaştığım yetmiyormuş gibi,her gün muntazaman yabancı kelimelerle vurguluyorum halimi..Vurguladığım her kelime henüz sahip ve ait olmadığım ama bir yerlerden aşina olduğum kelimeleri teker teker eksiltiyor,ben de eksiliyorum.Harflerinin, adını oluşturma ihtimalleri olmayışlarından ötürü yabancı bir dile yönelişim,senin olmadığın biryerlerde kendimi buldurtacak diye umarken,ağır geliyor uzun zaman sabit kalmışlıkların göçü.Tanıdığım ve adını yazmak için yarışan telaşlı ve henüz büyümemiş harflerin karşı diyara geçerkenki kanat çırpışlarının rüzgarı,zaten yerini bulamamış,adi melodilerde asılı kalmış adımı alııp götürüyor…Ardında tozlu bir tabaka bırakacak kadar kirli ve kendini kanatlara teslim etmeye dünden razıca hafif ve zayıf ve…
Siliniyorum işte gitgide…
Neden?
Sen yazılıyorsun diye…

13.01.2007

Cadılar Bayramı İçin 35+ Ücretsiz Yüksek Kaliteli Photoshop Fırça Seti

LeBron | 30 October 2009 16:49

Cadılar Bayramı 31 Ekim’de kutlanan, çoğunlukla çocukların kostüm giyerek kapı kapı dolaşıp şeker, meyve ve diğer hediyeler aldığı bayramdır. (*) Bu yazıda ise cadılar bayramı ile ilgili photoshop fırçalarına ulaşabileceksiniz. Kan, kanat, balkabağı, kafatası, doku ve daha fazlası yer almaktadır. Bu fırçaları, resimlerinizi daha etkileyici ve yaratıcı yapmak için kullanabilirsiniz.

1. Grim Reaper Brushes

Her biri 1700 piksel çözünürlüğünde 7 fırça içerir.

2. To the Bat Cave

40 ps 7 fırçası içerir.

Sevmek Düşmeden Uçmayı Bilenlerin Marifeti

kahvekokusu | 30 October 2009 09:41

Kendi yağmurunda ıslanır şehir
Yüzüm kendi yağmurunda yıkanır..
Her aşk kendine büyüktür
Ve her ayrılık kendi yalnızlığını tanır…

Gel..desen, yalınayak
Kızgın sahralardan, harlı yollardan geçerek gelirdim sana…
Gel! Desen
Düşmekten korkmadan,
Kırık kanatlarımla, uçarak gelirdim sana…
Yüreğimde bin kamyon yükü sevda
Uykusuz gecelerimi nevbetlere devredip
Yıldızlardan sızan bir ziya gibi
İcabet ederdim çağrına
Oysa ne “gel” dedin ne de geldin.
Ey hüznümü umuduna çözdüğüm sevda!
Kaybetmek bulanlara mahsustur
Ben seni hiç bulmadım ki….

DEĞİŞİK BİRŞEYLER İŞTE

il mare | 29 September 2009 11:32

ne hoş melodi

Nedensiz ve iyi hisler sirkulasyonunun içerisindeyim şu an belli,cereyan yaptı aşağıdan döne döne gelip beni bulan hava,açık antenlerim çünkü;kalkıp kapamak ve bu rüzgara bir son vermek lazım..Ama yoo.. Böyle iyi..Yüzüme yüzüme vursun o hava,araya bir şey sıkıştırayım ki ama;aniden çarpıp ses çıkarmasın kafama kafama…

İngilizce kelimelerin içine dalmış olmam mı türkçe kelimelerin değerini bildirtip farkındasızca,yazı yazmamı sağladı,yoksa uzun paragraflara artık daha kolay anlam yükleyebildiğimi görmemin heyecan ve mutluluğu mu,artık mutluyken de yazıyor olabildiğimi bir kez daha vurgulatmak için beni ekranın başına oturttu hiiçç bilemiyorum ama…. Her zamanki gibi,nedenleri çok sorgulamadan sonuca varıyorum;işte şu an burdayım ve yazıyorum.

UYANIŞ

il mare | 31 May 2009 13:23

Uzun zamandan sonra,gün ışığı vuruyor sayfama..Kendimi net görüyorum,içim yine bulanık..Her sabah gözümü açtığımda hareket etmek için sabırsızlanan ellerim perdelerimi aralayıp masmavi bir görüntü sunuyor gözlerime;bayılıyorum aralarındaki bu müthiş iş bölümüne…

Sonra kalbime dokunuyorlar biraz,geriye gidiyorum,biraz yüzeyselleştikten sonra dudaklarım hareket ediyor,tebessüm ediyorum,gözlerimi o an göremiyorum.Hissedemiyorum da,hoş hissetmek de istemiyorum.

Seyirdeyim hala,günü seyir ederek açıyorum,kanatlardaki yolculuğumdan sonra araya biraz yeşil katıp bir çiçeği mutlu ediyorum,bir bardak (dolu)suyla da ruhumu;akşamdan serptiğim tomurcuk iyi almış uykusunu…

UMUDA UMUTSUZCA…

ferplexfol | 07 February 2009 10:29

Uçurtmalar bir umutla uçarlar gökyüzüne
Kuşlar gibi göklere değebilirler
Umutlarını anlatırlar gökyüzüne.
Düşüp, kırılırlar uçurtmalar umutlarının ağırlıklarıyla
Ya da başka bir uçurtmanın umuduna sarılıp cansız kalırlar.
Kendi umutlarından vazgeçerek.
Kuşlar her defasında kanatlarını açarlar gökyüzüne
Umut dolu kanatları ağırlaşır her yükselişinde gökyüzüne
Başka bir kuşun kanadında arar umutlarını
Saldırırcasına kendi umutsuzluğuna
Uçurum bekler dipsizlikte
Tüm kırılmış uçurtmaları
Ve
Kanatsız kuşların umutlarını..

kanatlarla son bulur korku

il mare | 28 January 2009 13:21

Ezeliyetsiz ve bekalı duygularımız sandığımızın aksine son bulmaz sonlu bedenlerimizle birlikte.Hepsi aslında bize ait olup bizden çok önceleri doğmuş birer ruhlar ve bu efsunluktur belki de bizim onlara daha da bağlanarak daha insan olmamızı sağlayan.Gözünü kırpmadan bir insanın canına kıyan, yeni doğmuş bir bebeğin ırzına geçen,beyninin duygusuzluğa programlandığı androidlerin diğer adı ise sıradanlıktır her şeyi maddi görüp ne efsuna ne ruha tapınan… Başkalarının duygusuzluğudur çoğu zaman bizim duygularımızı ortaya çıkarıp depreştiren,bi kabullenemeyiş, insan olduğunun en farkında olduğun zamanlarda kocaman insansızlıkları görmek duygu havuzunda can yeleği ile dahi ve hatta boğulmamıza vesiledir.