bildirgec.org

kahve hakkında tüm yazılar

bölüm 1: sıradan bir sabah daha…

uyusuk kedi | 10 January 2012 18:42

gözlerimi açmam gerek. sabah olmuş. güneş ışığı kapalı panjurun arasından inatla gözümü hedef alıyor. aslında gözlerimi açmama neden gerek var güneş doğduysa, anlamıyorum. zaten güneş ışıkları geçip içimden gidiyor. o kalktı çoktan…ben daha gözlerimi açmaya karar veren kadar o çoktan kalktı. banyodan duşun ve onun sesi geliyor. büyük ihtimalle sıcacık suyun altında bağıra bağıra şarkı söylerken traş oluyor. her zaman yapar bunu… her sabah tertemiz suyla güne başlar. yataktan zorla atıyorum kendimi. oda hala yeterince aydınlanmadı… nasıl aydınlansın ki, panjurları açmadan girdi banyoya. sanırım panjurlarla onun ilgilenmesini beklemeliyim…yine…sonuçta benim yapabileceğim birşey değil. işte banyodan çıkıyor…ıslığını duyuyorum…aaaa…bu melodiyi hatırlıyorum. takıntılı halde izlediğim kore dizilerinin birinde bu melodi vardı…okadar çok anlatmıştım ki ona, sonunda o da izlemek zorunda kaldı benimle beraber. bu melido hem içimi canlandırıyor hemde dindiriyor…
yataktan çıkma vakti…yoksa birazdan yağatı ben yataktayken toplayacak ve o koca örtünün altında kalacağım.
mutfaktan da mis gibi kahve kokusu geliyor. sanırım ben yatakta tembellik yaparken o banyoya girmeden mutfağa girip kahveyi hazırlamış bile. gidip bir baksam iyi olacak, acaba oldu mu? o ne giyeceğine karar verene kadar ben de kahve kokusunun keyfini çıkarayım.
mutfağın haline bak. dünden kalan tencereler lavabonun ortasında içi su dolu bir halde bana bakıyorlar…”artık biri bizi yıkasın, dayanamıyorum boğulucam” der gibiler… üzgünüm tencereler, benden size hayır yok…en azından tabakları bulaşık makinasına yerleştirmiş… çöpleri de dışarı çıkarmış. güzel, en azından biraz daha az iş var. işte prensim geliyor.kot pantolon ve tshirt mü? işe gitmiyor mu? bugün günlerden neydi????

sade kahvenin yanındaki çikolatalı pudingimsin…

admin | 17 March 2011 19:19

Sadece sana yazıyorum. Yazılarımın konusu sadece sensin. Sadece sana yazmak için çılgınca bir istek duyuyorum.

Bu dünya sana koşmak için çılgınca dönüyor benim için. Saatler sana kavuşmak için hareket ediyor sadece.

Bana aşık olman en büyük mutluluğum. Bana aşık ol çünkü ben de sana aşığım. İçim bu bahar gibi coşuyor. Her yerde aşığım, biliyor musun demek istiyorum.

MELAHAT’IN ARABALARI

super hero | 09 January 2011 17:23

Melahat, en sevdiği sosyal paylaşım ağında paylaştığı internet sitesi bağlantılarının hiçbirinin eklenmemiş olduğunu, paylaşmaya çalıştığı siteleri kapattıktan sonra fark edince, burada tekrarlamaya terbiyemin elvermediği tumturaklı bir küfür savurdu.

Melahat’ı tanımam. Hakkında, çok tumturaklı küfürler bildiğini bildiğimden başka bir şey de bilmem. Acelem vardı. Melahat’ın paylaşamadığı site bağlantılarıyla, ya da bildiğini bildiğim tumturaklı küfürleriyle ilgilenecek vaktim yoktu. Otobüs durağına gidip en az yirmi dakika soğukta beklemek için randevum vardı. Çünkü daha dün akşam, işten eve dönüş yolunda otobüsteki iki genç konuşurken kulak misafiri olmuştum. Tamam, adamlar çalmıyor mu, çalıyor; ama iyi de hizmet veriyor. O yüzden randevuma geç kalmak istemiyordum.

Fincan değil o reçellik.

hurie | 29 November 2010 10:49

Son günlerde bir türlü anlayamadığım bir konu var zihnimi kurcalayan.Osmanlı Devletinde reçelin önemini bilenleriniz vardır, bilmeyenleriniz vardır.Ben kısaca bahsedeyim.

Osmanlı’nın lüks ve vazgeçilmez yiyeceği reçelmiş.Mutfağın bir bölümü reçel yapımı için ayrılmış ve burada gece gündüz reçel yapılırmış.Sadece gül ve bazı meyveler değil hemen hemen herşeyin reçeli yapılırmış.Patlıcan, yeşil limon, kavun, karpuz, badem, fındık, erguvan çiçeği, nilüfer çiçeği…Uzayıp gidiyor.Çeşidin bol olması yetmezmiş gibi reçellik ürünlerin yetiştirilmesi için özel bahçeler tahsis edilirmiş.Reçellerin sultanı olarak bilinen gül reçeli için edirne sarayının bahçesinde sırf reçellik güller yetiştirilirmiş.İşin bir diğer ilginç yanı, reçel yapmayı bilmeyen kadınların halk arasında ayıplanması.Çarşıdan reçel alan kadının namussuzcasına hor görülmesi.Durum o derece ciddi yani.

Sağlıklı ve formda kalmak için hangi gıdalar neden tüketilmeli? – 2

angelism | 26 August 2010 09:44

Sütün faydaları ve zararları
Sütün faydaları ve zararları

Sağlıklı ve formda kalmakla ilgili farklı kaynaklar farklı öğütler veriyorlar ve bunları takip etmek gitgide zorlaşıyor. Ayrıca hangisinin doğru olduğu da muamma. Elmanın bir mucize olduğunu söyleyen milyonlarca kaynak görebilirsiniz, ki bu kesinlikle doğrudur ancak elma çekirdeğinin sizi zehirleyebileceğinden bahseden çok fazla kaynak bulamazsınız. Ben bazı besin maddelerinin hem yararlarını hem zararlarını araştırdım. Kabaca aslında bilinenlerin yanında bilinmeyenleri de açıklamaya çalıştım.

Öncelikliği içeceklere vermek istedim çünkü yemekten çok içiyoruz ve çok genel anlamda “meyve suyu iyidir, kahve kötüdür” düşüncesinden uzaklaşmak kahvaltıda ne içeceğinize daha kolay karar vermenizi sağlayacaktır.

Sağlıklı ve formda kalmak için hangi gıdalar neden tüketilmeli?

angelism | 21 August 2010 14:53

Gazetelerde, internette sürekli belli başlı gıdaların formda ve sağlıklı kalmaya yardımcı olduğundan bahsediliyor. Ancak hangi gıdanın tam olarak ne işe yaradığı detaylı olarak anlatılmıyor. Yeşilçay zayıflatır, çikolata mutlu eder, fındık her işe yarar gibi genelgeçer bilgiler bence yetersiz kalıyor. Ben de derin bir araştırma yaptım ve gıdalar hakkında duyduklarımızdan çok daha fazlası olduğunu öğrendim.

Evet, anlatılanların çoğu doğru ve birazdan bu gıdaların ne işe yaradıklarını okuyacaksınız. Ancak faydalı olduğuna inandığımız bazı gıdaların da aslında çok da işe yaramadığını ve hatta zararlı olabileceğini göreceksiniz.

İçinizi ısıtacak bir haberim var!

Beacool | 30 April 2010 09:49

Abartımı geldi? Bir daha düşünelim...
Abartımı geldi? Bir daha düşünelim…

Kabul edelim! Bir programcı, IT’ci, oyuncu ya da kısaca bilgisayarcıysak hepimiz yarasayız. Ya da çok ama çok büyük bir kesimimizin öyle olduğuna eminim. Yazılar, sayılar, kodlar, binaryler (ve bazılarımız için canavarlar, düşmanlar filan) derken saatlerin nasıl yok olduğunun farkına varamıyoruz.

Mug with a temperature sensor
Mug with a temperature sensor

Hal böyle olunca uykusuzluk ve dikkati toplamak üzere bolca kahve tüketiyoruz. Bu noktada oyuncu kesimi dışarıda bırakıyorum çünkü onlar kahvelerini bile yudumlayamayacak kadar çok çalışıyorlar (kendimden biliyorum). Sizi bilmem ama ben bir kahve koliğim. Günde tükettiğim kahvelerin yanı sıra uğraşılarım arasında unutarak buz gibi yaptığım kahvelerin sayısı hiçte az değil. (Bu yüzden frappe’yi keşfettim 😛 )

VARLA YOK ARASI

mavilikler | 27 April 2010 09:41

Bu kadar erken mi gerçekten?! Benden başka uyanık olan tek bir Allah’ın kulu yok mu?.. Saat 04:22… Herkes uykuda… Çıkarabildikleri tek sesse nefeslerinin sesi… Gecenin bir yarısı uyanık olmak gibi bir şanssızlığa uğramış birinin, hissedebileceği en baş duygu olan yalnızlık duygusuna çare olmaktan çok uzak kalıyor bu sesler.

İnsan hiç duymadığı kadar büyük bir şiddette konuşma ihtiyacı duyuyor. İçini saran bu gerçekdışılık hissinden kurtulmak… en çok da kendinin gerçek olduğuna inanmak için… Durmadan birşeyler söylemek ve duymak, düşünecek tek bir boşluk anı bile bırakmamak istiyor.

Teoriler Gerçeğe Dönüşüyor: Kahveyle Çalışan Araba

geceyazankedi | 11 March 2010 12:02

Az sonra tam bir zamazingo ile tanışacaksınız…

BBC’nin TV programı “Bang Goes to Theory” programıyla fen bilgisi kitaplarından öğrendiğimiz “limon ile çalışan saat” tipinden deneyleri gerçek hayata aktaran bu TV programında bir mühendisler ordusu bu sefer de kahvenin enerji verici özelliğinden yola çıkarak 88′ model Scirocco model bir Volkswagen’i kahve ile çalışır hale getirmişler.

Evet araba tam anlamıyla sadece kahve ile çalışmakta ancak sakın hemen mutlu olmayın çünkü gereken kahve miktarı muazzam derecede. hesaplamalara göre 56 kupa dolusu kahveyle 1 mil ancak gidebiliyorsunuz. Ama önemli olan bir teorinin daha gerçeğe dönmüş olması değil mi zaten? Araca ilişkin geniş bilgiyi İngiltere gazetesi DailyMail’in sayfalarından incelemeniz mümkün.

aşkın web boyutu

vlee | 02 March 2010 22:35

web ortamında tanışıp evlenenleri duymuştuk peki evlenemeyenler ne yapiyor?
geçen günlerde facebook’da paylaşılan bir site dikaktimi çekti..
Genç arkadaşımızın biri internetten tanışıp bulduğu bir kızı küstürmüş kendisine..
Tum irtibatını kaybeden genç böyle bir site yapmaya karar vermis. http://www.ozgebenimlekahveic.com/
Amacı siteyi kıza ulaştırıp onunla bir kahve içmeye gitmek…
Bana sorarsanız güzel düşünmüş ama bu ülkede 30 milyon internet kullanicisi varken biraz zor gibi… 🙂