bildirgec.org

jaco hakkında tüm yazılar

Jaco “robotik kol”

neoturk | 05 December 2012 23:16

jaco
jaco

Bir robotik kol sizin çok işinize yaramayabilir ancak tekerlekli sandalyeye bağımlı olarak işinizi görmek zorundaysanız sizi birçok zahmetten kurtarabilir. Kinova firması ürettiği bu jaco adlı her yere monte edilebilir ve hafif robotik kolla özellikle engelliler için hayatı biraz daha kolaylaştıracağa benziyor. Pet su sişelerinin mavi kapaklarıyla alınan tekerlekli sandalyelere $50 000 dolarlık bir modiye yapabilirlerse.

jaco
jaco

Video| Karbon fiber gövdesi sayesinde muadillerine oranla daha hafif , ayrıca 6 açılı dönüş kabiliyeti gerçek bir el ve kol kadar manevra yeteneği kazandırıyor. En güzel tarafı ise su geçirmez olması. daha fazlası

nesli tükenmeyen

mengu yincge | 31 January 2008 00:30

bir çingene kadın
dilenen
hoş düpedüz değil
kağıt mendil satma çabasında
epey genç
belli olmuyor
yaşı belki kırk
nisan’ın 7’si Çukurova
portakal çiçeklerinin kokusunda
kim bilir ne hissediyor
o belirsiz yaşında yaşıyor
bulvardaki kahvede dalgın
bir başka kadın
fark ediyor konuşmalarını
garson rahatsız
“Git, kötü etme beni” diyor
“Siz iyi olsanız, biz de iyi olacağız
da siz olmuyorsunuz…”
çingene kadının sözü garsona
uzaklaşırken düzayak
mıhlanıyor yerine bir başka kadın dalgın
ne bir ses ne bir söz…
huzursuz içinde
çingenenin kağıt mendil satma çabası değil
hem de kağıttan mendil satmak zorunda kalması
yaşı belirsiz bir ana, bir bacı
geceleri bir fahişe belki
kim bilir belki de sadece öksüz bir sevgili…
dalgın kadın mıhlanmış yerinde
hani güzel ve güçlü olmak dileğinde
savaşında kendiyle
başlamalı ya insan kendinden kendi içine
geriye bırakacak bir yadigar
küçük büyük üretse
bir
değer
kalacak geriye nefesi ehli
hayranlık güzelliğe
misal
nesli tükenmeyen bir panter
dua diyor içinde, bir damla yaş gözünde
seviyor, koruyor çingene kadını
sevmek için seviyor
acı içinde
sevilmeyi beklemeden
nasıl
iyisi.

Jaco Pastorius

| 10 August 2007 11:31

Kuşkusuz yeri yabancı sanatçılar bölümünde olması gerektiği kadar bas gitar bölümünde de olması gereken yüce bas gitar dehası.
Şahsi olarak ona Jaco(S.A.V.) Pastorius demeyi uygun görüyorum. Şaka bir yana kimseyi gücendirmesin ve kimseye saygısızlık yapma niyetinde olmadığımı belirterek kendisi hakkında bilgi vermeye başlayayım.

Tam adı John Francis Anthony Pastorius olan Jaco 1 aralık 1951 yılında dünyaya geldi. Davulcu olan babasının izinden giderek davul çalmaya başladı. Fakat bileğinde yaşadığı bir sorundan dolayı davul çalamadı ve bas gitara merak sardı. Aldığı bas gitar ve amfisiyle oturup çalışmaya başladı. O zamanki beğendiği basçıları (Başta 16lık deadnote tekniğini öğrendiği Francis Rocco Prestia olmak üzere) taklit ederek çalarken farkında olmadan kendine haz tuşesini ve soundunu oluşturuyordu. Çok büyük bir ivmeyle artan bas gitar hakimiyeti onu hızla önemli yerlere getirdi. Bir sene kadar kısa bir çalışma süresinden sonra yerel Jazz ve Funk gruplarıyla çalışmaya başladı. Gerek enstrüman hakimiyeti gerek müziğe kattığı fikirler, sahip olduğu iş disiplini ve müziğe duyduğu saygı ile adından lokal olarak söz ettirmeye başladı. Bir iki sene içerisinde bulunduğu yerin en iyisi olarak nitelendirildi. Basamakları hızlı çıkan Jaco 18 yaşında Woodchuck isimli yerel grupla çeşitli aktivitelere katıldı. İsminden söz ettirmeyi başarıyordu. Bu azimli dönemlerde müziğin yanında birisi hayatına girdi ve evlendi. Arada kısa bir süre geçtikten sonra Jacoyu tüm ülke konuşur hale gelmişti. The Chitlin’ Circuit Riders isimli brass bandden gelen teklifle artık lokal olmayı aşmıştı. Kayıtlarda ve canlıdaki üretkenliği ve bas gitarı solist olarak kullanma denemeleri onu farklı kılıyordu. Yavaş yavaş günümüzde birçok basçının kullandığı köprü manyetiği üzerindeki sert tuşesi ile kendine has soundu yakaladı. Ve insanlar duyduğu zaman evet bu Jaco diyebiliyordu.
Wayne Cochran ve Charlie Brent ile çalışmaya başlayan Jaco ( ki özellikle Charlie Brentin düzenleme ve ritm bölümlerinde Jaconun payı çoktur) bu dönemde büyüklerin gözüne kestirdiği bir basçı olmuştu. Çalımdaki deneyselliklerine gitar mekaniği üzerinde bir deneysellik daha ekledi ve bas gitarının perdelerini söktü. Ve ilk perdesiz bası icat etmiş oldu.
Kendi solo çalışmalarını da ön plana çıkarmak isteyen Jaco bunu bir türlü başaramazken bir gün şansı döndü ve Epic Recordun desteğiyle ilk solo albümünü çıkardı. Bu albüm bas gitar tarihinin en büyük albümlerinden biri olan Jaco isimli albümdür. Funk, Soul, R&B ve jazz öğeleri taşıyan bu albüm Jaconun adını bütün dünyaya duyurdu.
Jaconun en büyük projelerinden biri olan The Weather Report da bundan sonra gelişti. İsmi iyice duyulan ve en iyi olarak nitelendirilmeye başlanan Jaco Weather Reportta çok önemli işler yaptı ve kısa bir süre içinde bu grubun beyni oldu. En önemli özelliği ise Jaconun çalımını jazzseverler, rock severler, funk ve soul hayranları herkes çok beğeniyordu. Ve Jaaconun olduğu heryer herkese hitap eder olmuştu.
Herşey çok güzel giderken çok erken gelen şöhret Jacoyu megalomanyaklığa itti. Bazı tavırları bir müzisyende olması gereken en önemli şeylerden biri olan mütevaziliği tamamen ortadan kaldırıyordu. Bu duruma göz yuman grup elemanlarının da sabrı taşıyordu. Karısıyla sorunlar yaşamaya başladı. Ve alkol kullanımı giderek artmaya başlıyordu.
Jaco artık kendi grubunu kurmak istediğini söyledi. Ve özgünlüğünü kaybedip Jaconun grubu haline gelmiş Weather Report için de ayrılık mantıklıydı. Daha sonra Jaco büyük bir big band topladı ve önemli kalabalıklara çalmaya başladı. Bu dönemde albümler çıkardı. Başarılı konserler verdi. Hele ki Jaconun big bandine ismini veren konser Word Of Mouth ve Jaconun 30. yaş gününde müzisyen arkadaşlarıyla çalıp kaydettiği albüm olan The Birthday Concert inanılmaz iki canlı kayıt olarak arşivlerde yer almaktadır.
Bu dönemde Jaconun ilerlettiği alkol yerini kokaine bıraktı ve onun da miktarı gözardı edilemeyecek boyuttaydı.
Jaco için karanlık yıllar başlamıştı. Bir dönem müzikle ilgili pek birşey yapmadı, ekonomik olarak çok zor zamanlar yaşadı, ailevi sorunları çok ileri düzeye ulaştı. Bu dönemde bir anda zirveye çıkıp o duruma düşmenin verdiği etkiyle tavırları da garipleşti. Sağda solda kavga etmeye başlayan bir serseri halini aldı.
Ve birgün bir bar önünde şiddetli bir şekilde kavga eden ve komaya girecek kadar dayak yiyen jaco hastaneye kaldırıldı. Fakat kurtulamadı.
17 yaşında çalmaya başladığı bas gitardan 35 yaşına kadar öyle sesler çıkardı ki adını tarihe kazıdı.
İcat ettiği perdesiz bas gitar, harmonik kullanımını yaygınlaştırdığı ve özellikle basçıları dinlerken ağlatan içini bir garip yapan “portrait of tracy”si, Charlie Parkerın “Donna Lee” sinin belki o olmasa hiçbirzaman yapılmayacak olan bas yorumu, arkasında bıraktığı yüzlerce düzenleme ve onlarca albüm Jacoyu dünyanın sonuna kadar her nesile tanıtmaya yetecektir.