bildirgec.org

internet hakkında tüm yazılar

compex

seyyah81 | 04 October 2001 09:14

Dün itibariyle Compex 26.Uluslararası Bilgisayar fuarı başladı. 7 ekim’e kadar harbiye de Lütfi Kırdar Rumeli fuar merkezinde ziyaretçilerini bekliyor. Bilisim 01’e gidemeyenler, Compex’e Online Davetiye ile ücretsiz gidebilecekler. 5 saniyede bir, siteden yaklaşık 10 kişi davetiye alıyor. Şuan itibariyle sayı 140.000’e ulaşmak üzere. Davetiye alanların %25 Ev kullanıcısı ve %21’i Donanımlar, %21’i internet ile ilgileniyor.

çay ocağından dergiciliğe…

gorcan abi | 05 September 2001 11:56

ilk info girdiğimde bir bilgisayar dergisinde çaycıyım demiştim fakat daha sonra birkaç arkadaşımızın malum nedenlerden dolayı işten atılması sonucunda site tanıtımı işi de benim üzerime kaldı.

“Harika bir site” diye başlık atacaktım ama yemedi işte :)) ama gerçekten ‘forum’dan daha ileri diyebileceğim bir site. eksi sozluk’e benzettim ilk basta hic tanıtımını yapmayacaktım ama yine de dayanamadım işte :))

Arada uğranacak kesinlikle…

Bir bu eksikti…

pinkfloyd | 18 August 2001 18:31

Siber denize, sanal balıklar: Akvaryum görüntülü ekran koruyucların giderek daha da popüler olması ve bilgisayar kullanıcılarının kendi balıklarını oluşturmaya duydukları ilgi internet üzerinde de bu alanda projeler oluşturulmasına yol açıyor. Kaliforniya’da faaliyet gösteren bir internet yazılım firması, internet kullanıcılarının yarttıkları sanal balıkları kendi bilgisayarları dışında da kullanmaları için kolları sıvadı.

‘Woz’niak, Macromedia ve korsan İvanopulo

hafifuyku | 21 May 1999 05:04

Garip bir hikaye ile ilgileniyorum. İvanopulo isminde Rus bir hacker’ın sitesinde bir yazışma gördüm. Bu arkadaş Macromedia‘nın başında korkunç bir bela.

Çünkü adamların 300 ila 1000 dolar değerindeki programlarını kırıyor, ve kırma programlarını (ki bunlara crack diyoruz) Web’de kolayca bulunabilir yerlere koyuyor. Neyse, bahsettiğim yazışma Macromedia’nın anti-piracy müdürü ile İvanopulo’nun arasında geçiyor. Bu e-mail’lere web’de bolca rastlandığından fazla anlatmayacağım. Özetlersem: anti-piracy müdürü, İvanopulo’nun Web’deki sitelerini derhal kapatmasını ve bugüne kadar sebep olduğu zararın ödenmesi için hemen kendisiyle ilişki kurmasını istiyor. İvan da Kardeşim. Bunları yapmak bizim ülkemizde suç değil. Benim yazdığım programa sen karışamazsın. Onların senin yazılımını kırması sadece bir tesadüf. Diyor. İşte böyle bir kavga… Son olarak müdür İvan’a, Moskova’daki kuvvetlerimizi üzerine saldım, sen artık köpek mamasısın. manasına gelen bir mail atıyor ve İvan’dan bundan sonra gelen mail’leri okumuyor. (Çocuğun sitesi: http://ivanopulo-cracks.da.ru)

Bu hikaye de garip bir şey var, onu daha söylemedim. Macromedia’nın anti-piracy müdürünün ismi olarak Steve Wozniak verilmiş. Kim bu Steve Wozniak? Apple’ın mucidi, hatta namı diğer Woz. Mülti-milyoner olduğu için Macromedia’da anti-piracy (eeh, yeter ingilizce laf sokuşturduğun diyenlere: korsanlık karşıtı) müdürlüğü yapması pek mantıksız. Ama bir yandan da hayatında o kadar mantıksız iş yapmış ki insan şüphelenmeden edemiyor. Aslında bir hacker’ın sözüne güvenmemem gerekiyor tabii, ama çocuk da resmen adamın Wozniak’lı macromedia’lı e-mail adresini vermiş. Niye uydursun ki?
Bir dedektif edasıyla olaya yaklaşalım. Önce macromedia.com’a bakalım. Arama sayfasına gidip, Wozniak yazalım. Elimiz boş dönelim. Altavistaya +wozniak +macromedia (tırnaksız yazacaksınız) yazalım. Belki bir basın bülteni filan düşer. Hayır. Tahminen Macromedia logolu, Mac bilgileri veren siteler çıkıyor. (Macromedia’nın Mac’ler için bol bol programı var.) Steve Wozniak’ın hayatını araştıralım. Bilgisayar dünyasının ünlülerini kim en iyi inceler, Wired. http://www.wired.com‘a gidelim. Tepedeki arama satırına wozniak yazalım yandaki menüden de Wired Magazine seçelim. (İtiraf edeyim, Wired’in kapaklarından birini hatırladım. Peki, Woz nerede? diyordu.) Evet, istediğim makale geldi. Adresi: şu. Okuyalım. Yav, ne kadar enteresan bir adam. Print edelim, yarının yazısını buradan çıkaralım.
Tabii, bu arada Woz’un Macromedia ile hiç bir alakasının olmadığı, CTRL+F basmak suretiyle (hangi browser’ı kullanıyorsanız kullanın) elde edilen, önümüzdeki sayfada arama yapma penceresine, macromedia yazarak, arayarak ve bulamayarak tarafımızdan anlaşılsın. A-aa, Woz’un kendi sitesi varmış: http://www.woz.org. Tabii Macromedia’dan bahseden yok. Ama adamın evinde Web’den kumanda edilebilen ve canlı yayın yapan kamera var. Vallahi sağa sola oynatıp zoom bile yapabiliyorsunuz…
Tamam, başarısızdım. Başarısızlığımı, önce İvanopulo’nun verdiği [email protected] adresine, sonra da ivanopulo’nun kendisine birer mail atarak kutladım. Cinim ya, Macromedia’da böyle bir adres tanımlı değilse mail geri gelecek, ben de İvan’ın yalan söylediğini anlayacağım. Geri gelmedi (buna bounce deniyor, sekmek demek) Ayrıca İvan’a da yazıyoruz, çünkü ne iddia edecek merak ediyoruz. Her halde Sen ne kek bi sörfçüymüşsün öyle diyecek, ama n’aapalım. Bir sürü başka şey öğrenmiş oldum. Umarım siz de…

en eski siber alem fransa’nın idi

hafifuyku | 11 May 1999 10:16

Sanırım günümüzün ilk siber-kültürü Fransa’da oluştu. İnternet daha normal insanlar tarafından kullanılmaya başlanmadan önce, ve batı dünyasının geriye kalanı BBS denilen nesnelerle meşgulken onların Minitel’i vardı.

2400bps’lik bir modemle Fransız telefon ağına bağlı bir teletext terminali olan Minitel, günümüz ticari İnternet’inin bir nevi atasıydı.
80’lerde inanılmaz bir hızla gelişti, çünkü kurması ve kullanması çok kolaydı. Önceleri sadece milyonlarca telefon rehberi bastırıp dağıtmamak amacıyla başlatılan bu teknolojik atak, başka servislerin de eklenmesiyle daha da büyüdü. Bu servislerden para kazanabileceğini hisseden France Telecom da milyonlarca Minitel terminalini bedava dağıtarak ayrıca akıllılık etti.

Tren rezervasyonundan ev almaya, pizza ısmarlamaktan e-mail çekmeye, chat etmekten fatura ödemeye kadar binlerce servis Minitel üzerinden verilmeye başlandı. Özellikle alışveriş ve ödeme kısımları çok elverişliydi, çünkü güvenlik sorunu yoktu. Yaptığınız harcamalar o ayki telefon faturanıza ekleniyordu.

Sonuçta ortaya vaktini Minitel karşısında geçiren bir grup insan çıktı. Fransa’nın yüzde yirmisi Minitel’i kullanıyordu, ama bazıları (aynen şimdi olduğu gibi) hergün chat’e çıkıyor, uzak mekanlardan insanlarla chat ediyor kısacası bu işi bir yaşam biçimi haline getiriyorlardı.

Şu anda gözümüze eski püskü gözükse de yaklaşık 20 yıldır Fransızların evlerinde duran bu yaşlı makinalar çok işe yaradı ve çok para kazandırdılar. Son sayımda yaklaşık 17 milyon Minitel cihazı ve 25.000’den fazla on-line servis olduğu ortaya çıktı. Minitel üzerinden yılda yaklaşık bir milyar dolar para para dönüyor ve bunun yarısı France Telecom’un oluyordu.

France Telecom bu kadar kârlı bir yere dükkân açınca, tabii İnternet, ki kendisi bedavadır, Fransa’ya girmekte biraz zorlandı. Bir kere Minitel’de buldukları güvenlik İnternet’te yoktu. On-line bankacılık işlemlerini aynı gönül rahatlığıyla yapamıyorlardı.
Fransa Minitel’e yatırım yapmaya devam etti, aynı sistemi daha hızlı modemlerle kredi kartı okuyucularıyla donattılar. Ama dünyada da İnternet salgını başlamıştı ve geri kalmaları düşünülemezdi. Bu yüzden France Telecom, yılların Network tecrübesini İnternet alanında kullanıp Fransa’nın bir numaralı ISS’si olmaya, dünyanın çeşitli dev komünikasyon şirketleri de zaten online alışverişe alışkın olan fransız halkının açlığını gidermeye karar verdiler.

Fransa, İnternet konusunda diğer Avrupa ülkelerinin çoktan gerçekleştirdiği patlamayı ancak geçen sene yapabildi. Bu yavaşlık Minitel kadar İnternet’in çoğunun İngilizce oluşuyla da alakalıydı. Ayrıca bedavaya gelen Minitel’den sonra, bir bilgisayara bin küsur dolar vermek zorunda olunması da Fransız halkının hiç hoşuna gitmiyodu. Bu yüzden, France Telecom ve birçok üretici şirket, Web’e ve Minitel servislerine aynı anda ulaşabilen özel ve ucuz, televizyona bağlanabilir cihazlar üretmeye çalıştılar. Ancak beklenen ilgi bir türlü yakalanamıyor, Fransız halkı İnternet’e ısınmıyordu. France 98’in web’den canlı yayınlanması meseleyi çözdü. 98 yazında Fransa’nın İnternet’i beklenen patlamanın işaretlerini vermeye başlamış, Fransa 1 milyon kullanıcıyla Avrupa ülkeleri arasında üçüncü sıraya yerleşmişti.

Biz de İnternet haftamızı kutlarken, Fransa’nın teknolojik izolasyona karşı çıkıp dünyaya ayak uydurmak için attığı adımların bize örnek olmasını diliyoruz. Bizim izolasyonumuzun tamamen yoksunluk yüzünden olmasına rağmen…