bildirgec.org

insanoğlu hakkında tüm yazılar

Muhtemelen Tanrı Yok !

endop | 26 May 2011 15:36

* Bir müslüman: islam ülkesinde doğup islami toplumda yetişirse islamiyeti benimser , ona inanır.

  • Bir budist : 2 milyarlık Çinde dogup budizme inanan toplumda yetişirse budizmi benimser , ona inanır.
  • Bir yahudi : yahudi ülkesinde doğup yetişirse yahudiliği benimser , ona inanır.

Global düşünmek , kendimizi dünyanın diğer ucunda doğan bir çoçuğun yerine koymak ve oymuşuz gibi davranmak .

DÜNYAYI KURTARIYORUM, GERİ ÇEKİLİN!(2)

cellatlina | 24 October 2010 16:56

–yalnızlığını, insanlarla ilişkilerini, ikilemlerini, yaşamak güdüsü ve güdüsüzlüğünü “ŞAK!” diye çözdüm.onun dünyasını, gerçeklerini, şakalarını ve yanılgılarını…müziğini…kaskatı olmuştu dünyasından kuş bile geçmiyordu;bir iguana gibiydi.anlatılamaz garip bir yaratık…ve sürüsüyle yaşıyordu.–

Dünyadaki tüm dilencileri toplayan adam onlara şöyle dediğinde ben de duydum: SİZ BİLEREK ÇÖMELENLERDEN DEĞİL, DİMDİK BAKANLARDANSINIZ.
Elimi kaldırdım, tüm dilencileri toplayan adam, kısa bir süreliğine gözgöze gelmemizin ardından, bana söz verdi. “Bu dünyayı satmak bize kaldıysa; artık öyle bakamayacağız.” dedim.
Müthiş müzikal bir sessizlik belirdi, havada asılı durdu ve sonra taş gibi yere düştü.
Sonra planlar değişmedi tabii, dünyayı satmak için büyük bir tezgah hazırlamaya başladık, ardından biraz düşündük ve en tatlı satış stratejilerimizi geliştirdik.
Benim içime sinmiyordu dünyayı homoseksüel bir iguanaya satmak. Ancak en güzel stratejiler hep onun için hazırlanıyordu. Onu etkilemek zorunda hissettik kendimizi çünkü. Satış günü iguana familyasına tüm hünerlerimizi gösterdik; iyi olduğumuzu, dünyayı da iyi halde satışa çıkardığımızı, geleceğin iyi olacağını, cinsiyetlerin ayrımı söylentilerinin hep yalan olduğunu, dünyada artık dilenmeyen bir insanın kalmadığını; yani bu enfes dünyanın tam ağızlarına layık olduğunu ballandırarak anlattık bir avucumuz açık şekilde. iguanalar kahkahalar atarak dinlediler, homoseksüel iguana ise genellikle somurtuyor bir yandan da çilekli dondurmasını yalıyordu.
henüz dünyanın ikinci kıtasını anlatmaya yeni başlamıştık ki iguanalardan biri -zaten topu topu 150 kişiydiler- sürünerek bizim olduğumuz bölgeye yaklaştı. sustuk ve ürktük. bir anda tüm bu olanların bir rüya olduğunu farzettim ve harekete geçtim; iguanalara doğru koşup birbirlerinin aralarıdaki mesafenin çoğalmasını sağladım; bu sefer onlar ürkmüşlerdi. “vermiyorum lan dünyayı” diye bağırdım. tüm dilenciler hayretle yüzüme bakıyorlardı, “sıkıysa alın!” dedim. homoseksüel iguana bu halimden etkilenmişe benziyordu.

İnsanlık Değişiyor

CihanTurK | 04 January 2010 10:25

Gelcekteki Halimiz
Gelcekteki Halimiz

Her insan geleceğini merak eder ama bence yaşandıkca öğrenmek iyi olur. Gelecekte pek iyi görünmeyeceğiz. Bunun nedeni yine bizleriz çünkü vücudumuza gereken saygıyı göstermiyoruz.

İlgili uzmanların görüşüne göre, insanların yaşam tarzlarının değişmesi, insanoğlunun fiziksel değişikliğine sebep olabilir uyarısı yapmaktadırlar.

En Büyük Soruların Şimdiki Cevabı: KURAMSAL FİZİK

Colpadan | 10 November 2009 14:19

İnsanlık tarihi boyunca zaman zaman kafamızı kurcalayan birçok soruya cevaplar aradık durduk. Her şey algılama ve arkasında barındırdığı merakla gelişti. Bir şeyi merak ettiğimiz andan itibaren artık ona bir cevap bulmamız zorunlu hale geliyordu. Bulduk da. Geçmişten günümüze bulduğumuz cevaplar çok değişti ama temel sorular hep aynı kaldı.

Önce yaşadığımız çevre ilgimizi çekti. Rüzgar esiyordu, bulutlar toplanıyordu, çiçekler açıyordu, yağmur yağıyordu… Sonra müthiş bir güç ile bir kaç saniyeden fazla bakamadığımız bir ısı ve ışık kaynağı yükseliyordu ufuktan. Tüm bunlar neydi? Ya o yıldırımlar, devasa sesler ve ateş? Her yer kapkaranlık olduğunda havada beliren binlerce parlak ışığa ne demeli? Bir de karanlığın gücünü kıran başka bir ışık dairesi vardı havada. Gündüzü aydınlatan o güçlüğü ışığın yerine geceyi boş bırakmamaya çalışan donuk kardeşi nöbeti devralıyordu adeta.

Aynadaki teknolojinin farkında mıyız

rcpyksl | 28 September 2009 10:33

Aynadaki teknoloji diyorumda..Aynanın teknolojisinden bahsetmiyorum aynada gördüğün insanın teknolojisinden bahsediyorum.Tutturmuşlar bir iphone 3G laptop teknolojik harikalardan bahsediyoruz.Hiç mi yok benim gibi aynada elini havaya kaldırıpta vay be teknolojiye bak diyen?Biraz bahsedeyim isterseniz ademoğullarından..Bizler görürüz..Hiç bir cihazın göremediği kadar görürürüz hiç bir kameranın yapamadığı kadar çekim yaparız.Hiçbir cihazın düşünemediği kadar düşünürüz hiç bir harddiskin kaydedemediği kadar bilgi kaydederiz.

Akşama kadar oyun oynarızda en güzel oyun olan hayatı hep erteleriz.Aaa yeni telefon çıktı deriz aylarca bir telefonun bir arabanın bir laptopun çıkmasını bekleriz.Ama gerçeklerin ne kadar farkındayız?Gerçek şu ki..Bir telefonunun en büyük ama en büyük özelliği sesi alıp başka yere taşıyabilmesi..Bu o kadar büyük bir özelliktir ki geriye kalan ses kaydetme video oynatma falan filan yanında hikaye kalır.Ama bizler o kadar akıllıyız ki 30 TL ye alabilceğimiz muhteşem teknolojiyi 1500 TL 2000 TL daha verip karşılığında ekstradan çok ufak daha özellikler alırız.Halbuki 30 liralık telefonda sesimizi taşıyabilir.

sizin sırrınız

roker | 13 February 2009 18:01

Çoğumuz,dünya ilmini tahsil etmişler dahi fizik yapının yüzeysel vasıflarına adapte olmuşlar,onu incelemişlerdir.Fizik yapının sağlığı,görsel durumu,yani güzelliği,çirkinliği hep yüzeysel bir durum içinde (hatta hoyratça bir kullanım tarzı içinde )bugüne kadar hırpalanarak kullanılagelmiştir.Aslında fizik yapı,ruh yapımızın,esas biz olan yapımızın ,tekamülümüzde bizi ileri boyutlara götürecek bir aracıdır.Bu aracı dikkatle kullanmak,incelemek ve işlevliğini sağlıklı tutabilmek için yüzeysel bakıştan vazgeçmeli ,verimsel bir bakışa doğru fizik yapımıza eğilmeliyiz.Fizik yapımızın temizliğine ön planda dikkat etmeliyiz.Bu yapıyı gücünün üzerinde bir takım fiziksel eylemlerle hırpalamamamız gerekir.Ayrıca fizik yapının (bilimde incelendiği gibi) derinliklerini ara ara düşünerek,nelerin var olduğunu ,nelerin bize hizmet getirdiğini şöyle geniş bir yelpaze içinde derinlemesine incelememiz gerekir ki,onun değerini bilebilelim.Ve bu bu bilgi ile fizik yapıya hizmet götürebilelim.Fizik yapıya götürülen hizmet,ruhsal yapının daha büyük bir katılımla fizik yapı üzerinde fonksiyonunu göstermesine yol açacaktır.Çünkü biz sadece fizik duyularla donatılmış bir madde varlık değiliz.Tanrı insanı en görkemli varlığı olarak yaratmış,saçının bir telinde alemler var etmiştir.

EVRİM

tentena | 06 January 2009 16:03

Evrim gerçektir, bunun kanıtlarının bulunması, üzerinde fantazi kabul etmeyecek bir durumdur artık. Ancak yukarıda da dendiği gibi biz her zaman herşeyden şüphe etmeye devam etmeliyiz. Evrim gerçektir ama “Evrim teorisi” adı üstünde bir teoridir. Ayrıca tamamen de tesadüfidir. Dünyanın oluşumundan yana geçirdiği aşamaları incelerseniz 3 defa felaketler sonucu dünya üzerinde yaşamın yok olma aşamasına geldiğini görürsünüz. Her defasında canlı türleri yeniden çeşitlenmişdir. Bizden önceki dinazorların yok oluşu ile ilgili en tutarlı teoriye göre; ölüme, dünyaya düşen bir meteor neden olmuştur.

Meteorun düştüğü yer çok önemli; Güney Amerika dünyanın kükürt açısından en zengin bölgesi. Durum böyle olunca atmosfere karışan dev kükürt tabakası dünya genelinde bir zehir tabakası ve karanlığa neden olmuştur. Meteor başka bir yere düşseydi, başka bir aksilik olmaması durumunda halen dünya üzerinde dinazorlar yaşıyor olacaktı. Dinazorların yok oluşuyla insan ırkı kendini geliştirme şansı bulmuş olabilir. Belki o meteor başka yere düşseydi insan ırkı kendini geliştirecek yaşam alanı bulamayabilirdi. Her yokoluş başka canlılara yaşam alanı açarak onların gelişmesine imkan vermiştir. Bütün bu olayların gelişimi ise tamamen tesadüfidir. İnsan gibi zekaya sahip bir canlının tesadüfler sonucu oluşamayacağını düşünmek büyük hatadır. Bugün doğayı incelediğiniz zaman canlıların pek çoğunun şaşırtıcı bir zekaya sahip olduğunu görürsünüz. Beynimizin de evrim geçirdiğini kabul etmek durumundayız. Bugün bilimadamları beynin herhangi bir alana yönelik kullanılması sonucu o alana özel bölgesini geliştirdiğini ve zamanla o bölgede hücre artışlarının, elektiriksel tepkilerinin kat kat arttığını ispatlamış bulunmaktalar. Bu bile beynin evrimi için ufak bir ipucu olabilir.

TECAVÜZ

BodrumSibel | 04 December 2008 16:45

….Bütün gece dibine kadar içmiş olan genç kız, sabaha karşı çıktığı bardan evinin yolunu tutmuştu. Kafasında dönen binbir düşüncenin ve hüzünlerinin etkisiyle gece boyunca içimiş ve sarhoş olmuşdu. Yorgundu ama yinede eve gidebilecek gücü buluyordu kendinde herzamanki gibi….

Bir taksi çevirmek en iyisiydi kendini hemen yatağa atıp sızmakdan başka bir şey geçmiyordu aklından.

Taksici usul usul sürmeye başlamışdı. Genç kız kendisinin izlendiğinden habersiz taksinin camından bakıp, ölece dalmışdı düşüncelere yine.. üzgündü.. içinde hayata küsmüş bir kız vardı.. sevgilisinden de ayrılmışdı..kötü zamanlar geçiriyordu… Hayattaki tek amacı bara gidip sabahlara kadar içmek ve özgürce doyasıya dans etmekdi. Bu şekilde deşarj olabiliyordu çünkü..

Yanım-sama

| 29 November 2008 19:01

Sana anlatacağım çok şey var, neler neler dermişim ve sende çok gülermişsin mesela. Meselem senle değil, meselem yok ki senle olsun.
Yeryüzünde milyonlarca yıl önceden bugüne acaba kaç insan geldi geçti. Geçmişten bugüne gelmek için, o milyonlarca insanın neler yaşadığını ve nelerle savaştığını kitaplardan biliyoruz, peki ama iç dünyalarını kim bilebilir. Zamanla ve teknoloji ile orantılı olarak, iç dünyalarımız da değişmiyor mu? En basitinden, kendi hayatından pay biç veya yeni nesilden. İnan ki insanoğlu öyle değişken ve öyle her şeye ayak uyduran yapıya sahip ki; Ben mesela, gençliğimde ayaklarım havadaydı, kırka bir kaldı ayaklarım yere çakıldı. Sen kaç yaşındasın bilemem ama kırkına geldiğinde nerede olduğunu hatırla, kırkından sonra da ölümü. Çünkü bu sefer ayakların yere çakılmaz, giderek gömülür…
Her şeye rağmen her gününde ve her anında kendini çok iyi hisset. Tanrı’nın bahşettiği her gün, her dakika hatta her saniye çok özel sayılı zaman dilimleri ve bize geri alınmak üzere verilen bir hediye. Sakın bu dilimleri çok uzun zannedip yanılma…