bildirgec.org

hasta hakkında tüm yazılar

Güle Güle Emoş’um…

suleceizler | 02 July 2011 22:18

Bugün sabah tam televizyon izlerken evin telefonu çaldı uzun uzun, açtım; annem arıyordu. Emoş’umun dün gece öldüğünü ve bugün cenazenin kalkacağını haber verdi. Bundan bir kaç gün önce de geçirdiği beyin ameliyatından sonra beyin kanaması geçirdiğini ve bir türlü uyanamadığını zaten biliyordum ama yine de olduğum yerde kaldım, elimde telefon ahizesi …
Söylenecek hiçbir sözün kalmadığı yalnızca gözyaşlarının sessiz akışının başladığı andı o an. Yutkunamadım, sadece ağladım ağladım ve Emoş’la geçen anılarımı anımsadım. Birbirimize baktığımız kahve falları ve şen kahkaları geldi kulağıma hemen. Güzel kocaman yeşil gözleri bembeyaz teniyle dünyanın en tatlı tontonuydu Emoş’um. Her sarıldığında bana, içten sarılırdı; yumuşacıktı, içtendi benim komşu teyzemdi O.

yalan öldürmez, iyileştirir

admin | 04 January 2011 10:45

tıp dünyası hastalıklarla baş edebilme yeteneğini kullandığı farklı teknik ve iyileştirme yöntemleriyle geliştirmeye devam ederken alternatif tıpta her geçen gün etkisini arttırıyor.

ENGELLİLER İÇİN YÜRÜMEK ARTIK HAYAL DEĞİL!!!

Beacool | 27 December 2010 11:21

Birçok şeyin aslında olduğundan çok daha zor olduğu, zorlaştırıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Ekonomik açıdan daha iyi ülkelerdeki yaşam zorlukları ne yazık ki buradaki kadar zor geçmiyor. Bu zorlukları en ciddi biçimde yaşayanlar listesinin en tepesinde de ne yazık ki engelli vatandaşlarımız yer alıyor.

Tibion Bionic Leg Yürümek... Yeniden!
Yürümek… Yeniden!

Bir dönem geçirdiğim bir kazadan dolayı o zorlukları birebir de yaşamış biri olarak diyebilirim ki ülkemiz ne yazık ki bir engelli için gerçekten de çok zor (bkz yazı sonu notu). Böyle anlarda yaşamış olduğum; yerinden kalkıp (ama başaramayıp) hareket etme isteği ve dürtüsü artık modern teknoloji ile mümkün oluyor. Sunnyvale Tibion firmasının icadı olan ve Tibion Bionic Leg ismiyle anılan ürünü belden aşağısı hareket etmeyen hastalar için resmen bir şifa niteliğinde. Daha önceleri duyurmuş olduğum protez haberini de göz önüne alırsak sanırım yakın gelecekte engelli yaşam çok daha kolay olabilir.

Plasebo etkisi

arke9 | 31 August 2010 17:14

Plasebo etkisi telkine dayalı bir iyileştirme yöntemidir. Hastanın hastalığını kendi kafasında yenmesinde etkilidir.Mesela aslında bir şekerin bir hastaya ilaç diye verilip içirilmesi . Hasta burada ilaç içtiğini ve iyileşeceğini düşünecek . İlacın rengi de önemli olabilir kırmızı canlandırır, mavi rahatlatır . İlacın iyi bir marka gibi gösterilmesi de etkiyi arttırabilir. Bu tedavinin cevap vermesi hastanın kendisine bağlıdır . Kafasında hastalığı yenmelidir .

Hiçbir risk içermeyen bu yöntemi bir doktor test amaçlı olarak ameliyatlarında bile kullanmış , hastalarına ameliyata girerlermiş gibi narkoz vermiş , iğne yapmış ve bunların sonucunda 1-2 yıl sonra bile hastalarının hiçbir şikayetinin olmadığını gözlemlemiş .Bu yöntemi klasik tıp kabullenmek istemese de sonuçlar ortada . Pozitif düşünce iyileşmede etkili . Demek ki insan vücuduna hakim olabilmekte.

Bu işlemi uygulayan doktorun rolü çok büyük.Hastaya güven verebilmesi lazım.Onu rahatlatması , sorunlarını dinlemesi , hastayı inandırması gerekiyor .
Özellikle çaresi olmayan kanser gibi hastalıkların en büyük ilacıdır plasebo. Doz aşımı , yan etkisi yok ve hiç para gerektirmiyor .Bunlar da cazip yanları.
Bu yönteme çok büyük umutlar bağlamamak veya yöntemi çok da küçümsememek gerektiğini düşünüyor bazı doktorlar da.

Yeşil…

witamin | 12 May 2010 17:27

Hayalleri yaşından çok fazlaydı.”Çadırda bile olsa okuyacağım bu okulda demişti” paslı ranza ve dolapları gösteren ailesine.İlk defa o zaman girmişti bir yatakhane binasına.Sevmişti çünkü hayallerini ancak burada besleyebilirdi.Ve sonunda artık ailesinden uzakta oradaydı.Bir de hemşerisi vardı gelirken tanıştığı.Sonradan öğrenmişti ki aynı gece doğmuşlardı aynı hastanede.Tevafuk muydu?Tamamen.

Okulun ilk günlerinde iki yeşil göz için attı kalbi aniden.Sordu birilerine kimdi ve neydi.Kimse bilmiyordu.Çünkü sessiz sakindi.Gösterdiği kimse yakışıklı dememişti.Ama neden? O yeşil gözlerin sahibi nasıl olur da yakışıklı olmazdı.Hayır işte yakışıklıydı.O sadece o iki yeşil gözün sahibini sevmişti.masumca ve çocukça bir sevgiydi.
Aylar sonra sesini duydu.Ne güzel sesi vardı.Nasıl duru nasıl dingin.Kendi de öyleydi ya zaten.Bir dahaki sesi yine aylar sonra duyacaktı.Ve hala kimseye göre yakışıklı değildi.İyiki değildi.Zevksiz damgasını da yemişti.Olsun.
2 yıl geçti.Hiç konuşmadan bir selam bile almadan iki yıl baktı sadece.Yürüdüğü yollardan yürüdü,sınıfına girip sırasına değemedi sevgisinden,saygısından.Değseydi zaten ölürdü heyecandan.
Onunsa hiç haberi yoktu kendisinden.Adını bile bilmiyordu belki.Belki hiç farketmeyecekti koridorun köşesinden aceleyle dönerken çarpışmasalardı.Daha bir bağlanmıştı bu çarpışmadan sonra ona.Sanki aralarında bişeyler başlamıştı.
Bütün arkadaşları biliyordu artık O onundu.Zaten kimsenin de göz koymaya niyeti yoktu.O da hissediyordu.Bir gün olacaktı.Ama demişlerdi ki ” o kimseye bakmaz.Onun tek aşkı futbol.Kızları görmez ki kız arkadaşı olsun.” Biraz rahatlamıştı biraz da utanmıştı böyle birinden hoşlandığına.Ah Yeşil…Adı yeşildi artık.

FELAKETEN REZALET

il mare | 16 March 2010 11:34

Böyle rezillik olmaz…
Toplum zaten psikopatlaşıyor,normal insan sayısı aklı bozuk ve bozulmaya müsait insan sayısının önünde yüzü kızarık,diz çökmeye hazırlanıyor; ama bir televizyon programında, ağızdan ağıza arsızca dolanan bir sakızın yalandan baloncuğunun içine sığdırıldığı sözde bir 70 milyonu geçtim, en önemlisi,en yakınları tarafından izleniyor olan bir adamın katıldığı bir televizyon programında, bu adamın gördüğü muamele ,çirkinlik, programın kendisinin ve amacının basitliğinin de önüne geçen ya da tamam , belki de tam tamına örtüşen yaklaşım tarzları içler acısı gerçekten… Sonra gel de psikopat olma,cinnet getirme… Bu kadar da cahil olunmaz ki…

10 Farklı sosyal ağ sitesi

kayipmerhem | 02 March 2010 14:45

Sosyal ağlar günümüzde hızla yaygınlaşıyor.Ve artık yeni nesil internet olan sosyal ağları bilmeyenimiz yok. Chip‘in haberine göre Facebook tan farklı 10 sosyal ağ sitesini inceleyeceğiz.

1 – Baby Center Community

Bu site Anne – Babaların çocukları için diğer Evebeynlerden yardım almasını ve başkalarına yardım etmesini sağlıyor Bebeğinizin resimlerini paylaşın kısacası Evebynler için çok güzel bir site

2 Blippy

safiye Ali–ilk kadın hekimimiz

nazokiraze | 18 January 2010 16:18

İstanbul’da 1891 (1894 yazar bazı kaynaklar) yılında dünyaya gelen Safiye Ali Osmanlı İmparatorluğun’a çeşitli hizmetlerde bulunmuş bir ailenin kızıdır.Babası Sultan Abdülaziz ve Sultan II. Abdülhamid’in yaverliğini yapmış olan Ali Kırat Paşa annesi ise Mekke Muhafızı Müşir Hacı Emin Paşa’nın kızı Hasene Hanım’dır.(kendisi de Bülent Ecevit’in annesinin teyzesidir)

İlk olarak özel başlayan eğitimi Üsküdar Amerikan Kız Koleji ile devam eden Safiye Balkan Savaşı’nda gördüğü yaralılardan çok etkilenir ve kendine tek bir hedef belirler doktor olmak.

Yaşadığı yıllarda elbette bir kadının tıp fakültesinde okuması ve hekim olması ancak hayal edilebilecek bir fantezidir, çünkü Darülfünun Tıp Fakültesi bayan öğrenci kabul etmemektedir.Belki de Maarif Vekili Şükrü Bey destek olmasa hiçbir zaman Almanya’ya gidip Würzburg Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne kayıt yaptıramayacaktı. Safiye Ali başarıyla bitirir okulunu , kadın ve çocuk hastalıkları üzerine ihtisas yapar. Kurtuluş Savaşı sona ererken o yurduna dönmüş ve işe başlamış olur.

rektal tuşe-bir erkek kabusu

taha3045 | 14 January 2010 12:00

Yurdumuzda sık görülen prostat kanser aslında çok daha erken teşhis edilebilecekken ve hayat kurtaracakken milletimizin erkek adama birşey olmaz mantıgı ve muayeneden utanması ile kanser sıralamasında ikinci konumda.

Hatalığın tanısının parmak ile makattan konulması (rektal tuşe) bu korku veya çekinceyi tetikliyor.Öyle ya Türk erkeği kendini parmaklattırır mı? Bu uğurda kan bile dökülmemiş miydi? Mualesef bazı tanıların rektal muayeneden başka bir alternatifi yok ,üroloji muayenesi buna dayanıyor.

korkunç tıp araçları

admin | 06 January 2010 23:04

Geçmişte kullanılan tıp aletleri halimize şükrettiriyor, hele anestezinin olmadıgı veya yaygınlaşmadıgı düşünülürse resimler korkunç.

1800 ler böbrek taşı kırma aracı
1800 ler böbrek taşı kırma aracı