bildirgec.org

güney kore hakkında tüm yazılar

Doğuştan Yönetmen…

hurie | 22 June 2010 10:38

Bazı insanlar mesleklerini seçmez meslekleri onları seçer,yani doğuştan o mesleğe yatkınlıkları vardır.Eğer yönetmenlikte
bir meslekse ve özel bir meslekse Kim ki-Dukdoğuştan bu mesleğe ait özel bir insandır.Yönetmen olacak yeteneği doğumuyla tanrı ona vermiştir.O hiç sinema eğitimi almamış bir yönetmen.Kendine has bir tarzı,anlatımı var.Dedik ya doğuştan yönetmen aslında.

Kim Ki-Duk, 20 Aralık 1960 ‘da Güney Kore Bonghwa’da Kyungsang’ın kuzeyindeki bir taşra köyünde doğdu.Tarım eğitimi veren bi okula gönderildi,maddi sıkıntılardan dolayı yarıda bıraktı,bir fabrikada işçi olarak çalışmaya başladı ardından da deniz kuvvetlerine katıldı ve 5 yıl çavuş olarak görev yaptı ve iki senelik bir rahiplik geçmişi de var.Farklı insan gruplarından edindiği tecrübeleri ile parise gitti ve sanat eğitimi aldı.Giderken sadece bir uçak bileti alacak parası vardı ve Pariste sokak ressamlığı yaparak geçimini sağladı.Karakterlerinin keskinliği eleştirenleri rahatsız etmişsede bu yönetmenin yeteneğine karşı duramamışlardır.Dünya çapındayankı uyandırıp,kitlelerin beğenisini kazanan,gittiği her festivalden ödül toplayan yönetmene kendi milleti sırt çevirmiştir.Buda ilginç adamın,ilginç hayat hikayesinin bir parçası olsa gerek.Kendine has,sözleri yok sayan tarzı izleyicilerin sabrını zorlarken kendine de öylesine bağlamıştır ki,filmlerini izlemeye başlayan yarıda bırakıp gidemez.

Wang-ui Namja- King And The Clown- Kral ve Soytarı

Kuduz maymun | 18 February 2010 12:18

2005 yılı yapımı bu Güney Kore filminde birlikte çalışan iki komedyenin eşcinsel aşkı konu ediniliyor. Kasabaları gezip komedyenlik yapan bu iki aşığın yolu, çeşitli maceradan sonra saraya dek uzanıyor. Sarayda soytarılık yapmaları istenen çift ve arkadaşları, bir süre sonra kralın da soytarılardan feminen olanına aşık olması yüzünden zor duruma düşüyorlar. Kadınsı görünümü ve davranışlarının yanında ince güzelliği ile dikkat çeken bu feminen genç, soytarı sevgilisi ve kralın birbirine düşmesine neden oluyor.

Jun-gi Lee- Soytarı
Jun-gi Lee- Soytarı

Film son derece etkileyici ve aşkın masumiyeti film boyunca vurgulanmış. Filmin fragmanına buradan ulaşabilirsiniz.
Ülke tarihinin en yüksek hasılatlı filmi olma özelliğini taşıyan bu dram birçok yerde de ödül almış. 2007’de Oscar’a aday olmuş olan bu filmin ödülleri hakkındaki bilgiyi buradan alabilirsiniz.

Kanunlara karşı gelinmez?!

turritopsis | 08 January 2010 10:09

Kanunlara karşı gelinmez, aksi takdirde ceza alırsınız…
Özellikle bazılarına, hiç…:)

İngiltere‘de toplu taşıma araçlarında kadınların çikolata yemesi, 10 yaşından küçük çocukların çıplak vitrin mankenlerine bakması, otobüste uyuyakalmak yasaktır.

Taksiciler, “Taksi!” diye çağırılmaz, cezası 100$’dır.

XII. yüzyıldan bu yana erkekler eşlerini 21.00’den sonra dövemezler, çünkü komşular rahatsız olabilir.

KIM KI –DUK / İKİYE AYRILMIŞ BİR ÜLKENİN TEK VE KOCAMAN KALBİ (1)

sahaf1976 | 03 July 2009 09:58

KIM KI_DUK
KIM KI_DUK

Organize İşler filminde Üzeyir karakterini filmdeki tüm karakterlerden daha fazla sevmemin nedeni Süpermen Samet ile aralarında geçen konuşmadır. “Üzeyir abi sen dilsiz değilsin. Niye hiç konuşmuyorsun?” diye sorar Samet. Yıllar geçmesine rağmen unutamadığım şu cümleyi söyler Üzeyir, “Bir ara çok konuştum, hiç faydasını görmedim. Bıraktım.”
Ne büyük bilgeliktir insanın bunun ayrımına varması. Küserek, acıyarak, kaçarak bir savunma biçiminde değil anlayarak, sindirerek tercih edilmiş bir suskunluk. Konuşan Türkiye’nin kısacık bir zamanda, ağzı olan konuştuğu için, Labarba yapan Türkiye’ye dönüşmüş olmasının ilacı belki de suskunları anlayabilmek, susmayı öğrenebilmektir. Evde, okulda, vapurda, sokakta, tiyatroda, bağıra bağıra ve sanki dünyanın en müreffeh ülkesinin imtiyazlı vatandaşlarıymışız gibi kahkahalarla konuşmamızın altında yatan o toplumsal hastalığı teşhis ve tedavi etmek zorundayız. Akıl sağlığımız biz söz sıkarak zamanı öldürmekle meşgulken ellerimizin arasından kayıp gidiyor oysa. 3. sayfaların cinnet ve cinayet haberleriyle doğru orantılı bir gürültü toplumu oluyoruz. Susan Türkiye istediğimden değil elbet, boş konuşan Türkiye’den yorulduğumdan…

KIM KI_DUK
KIM KI_DUK

Suskunluğu tercih etmiş, hiçbir yere bağlı olmayan, gittiği her yerde hep misafir, hep sürgün olan birinin en kolay yaptığı şeydir resim çekmek. Fotoğraf makinesiyle değil zihniyle çeker resimlerini. Dilini, kültürünü bilmediği sokaklarda gezerken sesleri, sözleri değil resimleri toplar cebine. Konuşarak tüketmez içindekileri. Egolarını, hırslarını, korkularını da ehlileştirmiştir o, bu sayede mümkündür susabilmek.

20 Aralık 1960’ta Güney Kore’de bir taşra köyünde dünyaya gelen Kim Ki-Duk işte bu susan ama biriktiren insanlardan oldu. Çocukluğunun oldukça haşarı geçtiği biliniyor. Dokuz yaşındayken ailesiyle birlikte Seul’e taşınmış olmasıyla büyük şehir kavramıyla tanışmış oldu. Ailesinin ekonomik olarak güçsüz olması sebebiyle kısa sürede meslek sahibi olması gereken Kim Ki-Duk büyük şehirde tarım eğitimi verilen bir okula gönderildi fakat onu bu okula yönlendiren ekonomik sorunlar büyüyerek devam ettiği için okulu tamamlayamayarak ayrıldı.

KSLV-1 Uzay Aracı

serversistemci | 09 November 2008 00:09

KSLV-1
KSLV-1

Kore Uzay Araştırma Enstitü’sünde, Güney Kore ve Rusya’nın Devlet uzay bilimi ve Ürün merkezi işbirliği ile uzaya gönderme hazırlığında oldukları KSLV-1 isimli uzay aracı. Güney Kore’nin KSLV-1 isimli bu aracı 33 metre, 140 ton ağırlığa sahip. Kore’nin yaklaşık 377 milyon dolara mal olması beklenen araçla ilgili haberlere buradan ve buradan bakabilirsiniz.

KSLV-1
KSLV-1

Areumdabda (Beautiful / Güzel)

queennothing | 17 September 2008 09:59

2007 yılında “Mul-go-gi” adlı ilk kısa filmini çeken Juhn Jaihong, ilk uzun metrajlı filmini çekti; “Arumdabda”. Jaihong’un en büyük destekçisi olan Kim Ki-Duk da, İngilizceye “Beautiful” olarak çevrilen bu filmin senaryo yazımına yardım etti.

Güney Kore sinemasının usta isimlerinden biri, belki en ünlü isim Kim Ki-Duk ya da Ki-Duk Kim (Koreliler’in isimleri farklı şekillerde yazılabiliyor.). Onu “Paran daemun”, “Yasaeng dongmul bohoguyeog”, “Seom”, “Hae anseon”, “Shi gan”, “Soom”, “Bin-jip” gibi ses getiren yapımlardan tanıyoruz. Jaihong’un ilk uzun metrajlı filminde adının geçmesi, filmin dünya çapında izlenmesine katkı sağladı.

buda yatak kuyruğu

kutsiyan | 22 July 2008 13:41

sizce fotoğraftaki insanlar ne için sırada bekliyordur? ben söyleyeyim, yatakta yatmak için 🙂 efendim bizim türk girişimcilerden biri güney koreden üzerinde yeşimtaş ve özel masaj sistemi olan yatakları ithal etmiş… yatağın iskelet, sinir, boşaltım, dolaşım ve sindirim sistemindeki sıkıntılardan yaşanan rahatsızlıkları iyileştirdiğini ve tanıtım için birsüre ücretsiz olduğunu duyan halkımızda kuyruk oluşturmuş işyerinin önünde.
kaynak

Memories of Murder – Salinui chueok (2003)

agurbuz | 23 April 2008 15:36

memories of murder
memories of murder

Memories of Murder – Salinui chueok (2003)

1986 yılında Güney Kore’de işlenen seri cinayetler üzerine Joon-ho Bong tarafından yapılmış bir film. Tipik amerikan filmlerinden ayrılan bir çok noktası ve ülkemizdeki polisiye vakalara (pardon filmi vb.) benzer hallerin bulunması sebebiyle seyretmeye değer bir film diyebilirim.

Seul’e bağlı küçük bir kasabada işlenen cinayetlerin sayısı artmaya başlayor ve polis teşkilatının tecrübesizliğide buna eklenince medyanın ilgisini çekiyor. bu durumdan rahatsız olan yönetim cinayetleri çözmesi için iyi eğitimli genç bir dedektifi kasabaya gönderiyor. taşra dedektifimiz ile genç dedektifimiz arasında bir otorite çekişmeside buna eklenince içinden çıkılmaz bir soruşturmanın ortasında buluyoruz kendimizi.
Film, yazının başında da belirttiğim gibi klasik suç filmlerinden çok farklı, katil, cinayetler ve cinayetlerin çözümünden çok cinayetlerin araştırılması sırasında polis ekibinin günlük yaşamlarından, psikolojik durumlarından ve suçluyu yakalama yöntemlerinden oluşuyor. İçinde komedi unsurlarınıda barındırabilecek kadar iyi kurgulanmış olması ve bana güney kore sinemasını sevdiren film diyebilirim.