bildirgec.org

gestapo hakkında tüm yazılar

Kanserle Oyun Oynayan Bilim Adamı: Sigmund Freud

admin | 30 January 2010 13:36

Sigmund Freud
Sigmund Freud

Doktor Sigmund Freud, tesadüfen ziyaretine gelen özel doktoru Felix Deutsch‘a, ağzındaki küçük şişi gösterdi. Kendince pek önemli değildi bu şiş, ama son zamanlarda onu oldukça rahatsız etmeye başlamıştı. Deutsch, sağ tarafta, damak ile çenenin birleştiği yerdeki şişkinliğin kanser olabileceğini düşündüğünde, elinde olmayarak sarardı, heycanlandı, ne diyeceğini şaşırdı.

Bu olay 1923 yılı Nisan ayında meydana geliyordu. Psikanalizin kurucusu Dr. Freud bu tarihten sonra 1939 yılı Eylül ayına değin yaşadı; 16 yıldan fazla bu hastalıkla korkunç bir savaş verdi. Kendisi ve yapıtlarını mahvedecek her türlü zorluklara, tehditlere, sevdiklerini kaybetmesine, hatta Nazi rejimi yüzünden memleketinden kovulmasına karşın, hiç durmadan çalıştı, ara sıra dayanılmayacak kadar ağır olan ağrılarına rağmen pes etmeden çalıştı.

Buchenwald Cadısı: Ilse Koch

admin | 08 December 2009 15:00

Ilse Koch (1906 -1967)
Ilse Koch (1906 -1967)

İnsanlık tarihinin en acımasız kadınları arasında yer alan Ilse Koch (Köhler), 22, Eylül, 1906 tarihinde Almanya’nın Dresden şehrinde doğmuştur. İlk okulda çok sessiz ve uslu bir çocuk olmuştur. 15 yaşında muhasebecilik okuluna başlamış, sonradan da muhasebeci olarak işe girmiştir. 1932 senesinde Nazi Partisi‘ne katılmıştır. SA ve SS Nazi kuruluşlarındaki arkadaşları aracılığıyla Karl Otto Koch ile tanışmıştır.

Ilse Koch kocası Karl Otto Koch ile
Ilse Koch kocası Karl Otto Koch ile

1937 yılında Karl Otto Koch ile evlenmiştir. Bu esnada Sachsenhausen toplama kampında gardiyan ve sekreter olarak çalışmaktadır. Kocası, Buchenwald kampının müdürlüğüne terfi edince, ailece oraya taşınmışlardır.

Buchenwald kampı, Almanya’da kurulan ilk ölüm kamplarından biridir. Tüm Avrupa ülkelerinden 250 bin esiri toplayan bir “ölüm şehri” olmuştur.

HİTLERİN SS ASKERLERİ

blackjack38 | 18 April 2009 22:25

Bu yazımı hızlı ve kısa tutacağım çünkü uzun anlatılsa ciltlerce kitap olur ancak yeteri kadar meraklıları tatmin etmeye çalışağım. Adolf hitler 1938 den yani ülke yönetimini ele almadan önce kahve rengi gömlekliler diye adlandırdığı bir grup topladı. Bu grupla planlar yapıp düzeni bozucu eylemler yaptırıyordu. Daha sonra bozulan düzeni tekrardan sağlamak için alman meclisi tarafından kesin diktatörlük yetkileri Adolf Hitler’e verildi. Bunun üzerine Hitler askeri kanadını güçlendirip gücü ele alabilmek için “Kahve rengi Gömlekliler” grubuna son verdi ve SA Hitleri’n kendi deyimiyle yıkılmaz birliği kurdu. Bu askeri birlik ile bir süre ülke düzenini sağladı ve en son hamle olarak üstün yetenekli ve zeki olarak gördüğü genç subaylardan SS Birliğini kurdu. Bu birlik ile tüm Avrupa’ya hakim olup Büyük Alman İmparatorluğu’nu kuracaktı. SS birliği toplama kamplarında, şehir güvenlik birimleri (Gestapo) için komutanlık ve birçok kilit görevde yer aldılar. Daha sonra Gestapo, SA, ve hitlerin yakın arkadaşları hakkındaki yazılar yayınlayacağım..BlackJack

The Great Escape – Büyük Kaçış

Redingot | 02 January 2009 16:42

The Great Escape - Büyük Kaçış (1963)
The Great Escape – Büyük Kaçış (1963)

Stalag Luft III, 2. Dünya Savaşı döneminde Alman Hava Kuvvetleri’ne verilmiş bir savaş tutsakları kampıydı. Bu kampın en önemli özelliği firar etmeye çalışmış kişilerden oluşuyor olması ve firarı önlemek için yüksek güvenlikli olmasıydı. Kaçmaları önlemek amacıyla kampın yapıldığı yer bile tünel kazmaya elverişsiz zemine sahip Polonya yakınlarında bir yerdi.

Fakat, iki mahkum için bu zemin çok iyi biliniyordu ve kaçış vuku buluyordu. Kaçış Gestapo (Geheime Staatspolizei – Secret State Police) ajanlarının avı olmak demekti ve Gestapo tarafından Hitler‘in doğrudan emri üzerine 50 kaçak yakalanıp öldürülmüştü.

İşte böyle tarihsel bir olay, hapishanede yer alan fakat toplu kaçışa katılmamış biri, Paul Brickhill, tarafından kaydedilmiş, “The Great Escape” kitabında yer bulmuş.

ABD’nin gözde işkencesi: Waterboarding

woofwoof | 26 January 2008 15:37

Geçtiğimiz günlerde Amerika’da bolca tartışma konusu olan, kanallarda birçok CIA emeklisi ve mağdurun boy göstermesine neden olan ve sonunda yasaklanan bir sorgulama yöntemi (yetkililere göre) waterboarding. Bakınız nasıl da yemek tarifi verir gibi rahat anlatıyor asker abim olayı! Ne kadar sevimli değil mi? Gördüğünüz gibi yöntemi uygulamak çok basit. Maktülü sabit bir şeye sıkı sıkı bağlamanız, gözlerini kapatmanız, ağzına bir havlu tıkıştırmanız ve havlunun üzerine yavaş yavaş su dökmeniz yeterli. Ha bir de “susadın mı?” gibisinden dalga geçebilecek kadar insanlıktan çıkmış olmanız gerekiyor. Sonuçta maktül kendini boğuluyor gibi hissediyor, debeleniyor. Uzmanlar yöntemin kalp krizine ve panik ataklara yol açabildiğini söylüyor.

1968, Vietnam
1968, Vietnam

Aslında yüzyıllardır uygulanıyormuş da bu işkence haberimiz yokmuş. 1500lerde İtalyanlar, 2. Dünya Savaşı’nda Japonlar ve Gestapo, 1970lerde Kamboçya’da Khmer Rouge, Vietnam’da ABD… Peki ne oldu da su yüzüne çıktı? Birçok raporda ABD’nin 2001’den beri yürüttüğü “Terörle Savaş” kapsamında yakaladığı sanıkları konuşturmak için bu yönteme başvurduğu yazmaya başladı. Ancak bunlar zaman zaman konuşulsa da konuşanlar bir güzel susturuldu. 2005 sonlarında CIA bu işi gizli yapmaktan sıkılmış olacak ki, bu yöntemi onaylı “geliştirilmiş sorgulama yöntemleri” listesine koydu.

Onlar bunun iyi bir sorgulama tekniği olduğunu düşünmekteydi. Asıl bomba 24 Ekim 2006’da Busht’un yardımcısı Dick Cheney‘in muhafazakar bir radyoda, sunucunun “eğer suya batırmak hayat kurtaracaksa, bunu yapmak için fazla düşünmeye gerek yok değil mi?” sorusunu onaylamasıyla patladı. O röportajda cheney, yöntemi övücü söylemlerde bulunmuştu. Bunun üzerine insan hakları ayaklandı. Beyaz Saray kem küm etse de medya olayın üzerine gitti ve sonunda yöntemin yasaklanmasını sağladı. Tabii bunda El Kaide yöneticilerinden Khalid Sheikh Mohammed‘in sorgusunda yöntemin kullanıldığının birçok kaynak tarafından açıklanması da etkili oldu. Bir CIA yetkilisi böyle bir adamın bile yaklaşık 2.5 dk gibi kısa bir sürede konuştuğunu açıkladı. Emekli ajan Kiriakou da Ebu Zübeyde’nin 35 saniyede bülbül gibi şakıdığını söylemişti. Amerika’nın yöntemi neden bu kadar sevdiği ortada.