bildirgec.org

enstrüman hakkında tüm yazılar

Geleceğin enstrümanı: Kitara

konami | 22 December 2010 09:57

Teknolojinin gitara uygulanmış versiyonu: Kitara. Misa Digital Instruments firması tarafından üretilen Kitara’yı çalmak aynı bir gitarı çalmak gibi fakat büyük bir farkla: Kitara’da tel yerine dokunmatik bir ekran bulunuyor. Gövdesine klasik bir gitarda olduğu gibi 24 perde bulunuyor fakat perdelerde tel yerine 6’şar adet düğme kullanılmış. Bu durum gitarın çalınmasını kolaylaştırıyor.

Mp3 Çalıcınızın Sesi Az Mı Geliyor?

Beacool | 12 December 2010 14:05

Mp3 Çalıcınızın Sesi Az Mı Geliyor?

Boomcase
Boomcase

Taşınabilir müzik aygıtları çıktı çıkalı bir dönem çok popüler olan boombox diye tabir edilen sistemler piyasadan geri çekildiler. Her ne kadar yeni nesil boombox lar son dönemlerde kendilerini göstermiş olsalar da eski popülaritelerini yakalamaları imkansız gibi.

BoomCase Thumpinator Favori modelim...
BoomCase Thumpinator Favori modelim…

Kişisel müzik çalarlar kaliteli müzik dinletiyorlar da müziği birçok kişinin dinlemek istemesi durumunda gerçekten çok yetersiz kalıyorlar. Düşünün pikniğe gittiniz, yada bir dans çalışmasındasınız yada bir sokak performansı sergileyeceksiniz. Bu gibi durumlarda mp3 çalarınızın imdadına Boomcase ler yetişiyor!

TANBURAM REBAB OLDU

lavinya76 | 27 May 2010 16:02

eski bir rebab
eski bir rebab

Rebab dinlemeyi sever misiniz?

Son zamanlarda günün yorgunluğunu atmak ve ruhumu dinlendirmek için sık sık dinlediğim bir enstrüman. Çok eski bir müzik aleti olmasına rağmen ben yeni keşfettim diyebilirim.

İlginç bir yaşam öyküsü var rebabın. Yüzyıllar boyu şarkı sözlerine, şiirlere ilham kaynağı olmuş bu enstrümanın diğer adı da rubab. Kelime kökeni olarak Farsça bir sözcük ve “küçük yaylı çalgı” anlamında kullanılıyor. Bir zamanlar Türk müziğinde yadsınamaz yeri olan rebab,
18. yüzyıla kadar müziğimizin vazgeçilmez bir enstrümanı imiş. 18. yüzyıldan sonra Avrupa’dan gelen “sine kemanı” sayesinde pabucu biraz dama atılmış ama Mevlevi dergâhlarında önemini korumaya ve tasavvuf müziğinde kullanılmaya uzun yıllar daha devam edilmiş. Hatta Mevlevi dergâhlarında sıkça kullanılması nedeniyle kutsallık atfedildiği bile olmuş.

Rebabın kökeni meselesi ise oldukça karışık. İlk olarak Süleyman peygamberin rebab çaldığını söyleyen de var, bu müzik aletini Farabi’nin icat ettiğini de.

Dünyanın en yeni enstrümanı!

Beacool | 18 May 2010 12:24

Geleneksel Japon Müziği
Geleneksel Japon Müziği

Kaç tane enstrüman çalabiliyorsunuz? Peki biraz daha kolaylaştıralım kaç enstrüman ismi biliyorsunuz? Peki bu bildiğiniz enstrümanların arasında en yenisinin bile çok yaşlı olduğunu biliyor muydunuz? Her nedense artık yeni bir enstrüman çıkmıyor piyasaya. Sanırım piyasa elektronik müzik furyasıyla gerçek tınıların güzelliğini unuttu. Teknolojik bir çağda bu kaçınılmazdı…

Otomatone!
Otomatone!

Teknoloji demişken teknolojiyi ve el becerisini birleştiren yeni bir enstrümanla karşı karşıyayız. Kendisi ilk bakışta ciddi anlamda espri konusu olabilecek bir yapıya sahip. Ayrıca çok da güzel tınılar çıkarabilecek bir şeye de benzemiyor. Hatta bireysel olarak izlediğim tanıtımında üreticisinin elinde bile kötü sesler çıkarmış bir ürün. Ama… (bkz yazı sonu notu)
Novmichi Tosa tarafından yaratılmış ve Otamatone olarak isimlendirilmiş bu yeni enstrüman (demek ne kadar doğrudur oda ayrı bir konu) aynı bir kemençe gibi tutuluyor. Yapı olarak üst kısmında bir nevi klavyesi, alt tarafında ise insan ağzına benzeyen yapısıyla onu çalan Otomatonist (ben uydurdum) in maharetine göre şekillere bürünebilen bir yapıya sahip. Bu şekilde onda ustalaşanlar arttıkça ciddi anlamda farklı tatlar duyabileceğimizi düşünüyorum.

Gitarda Akord Bozulmasına Son

d o g u h a n | 24 January 2010 00:27

Gitar çalanların en büyük dertlerinden biri sık sık gitar akordunun bozulması olmuştur. Teknoloji sayesinde bu duruma bir çözüm üretildi. Evertune adlı gitarda akord bozulduğunda bunu gitarın kendisi düzeltebiliyor. Evertune tellerdeki gerilimi bir çeşit sensör ile ölçerek herhangi bozulma olduğunda gitarda bulunan bir mekanizma sayesinde otomatik olarak akord ayarlamasını yapabilmekte.

dijital gitar

d o g u h a n | 18 January 2010 16:19

Gelmiş geçmiş en iyi müzik aleti hiç şüphesiz ki gitardır. Dijital gitar Avustralyalı Misa firması tarafından üretilen bu dijital enstrumandada teller bulunmuyor. Perdelerin yerinde dokunmatik dalgalar bulunuyor ve bunlar bir normal gitarda olduğu gibi kombine edilmiş. Tele vurma olayını ise gövdesindeki dokunmatik yüzeyle gerçekleştiriyor. Bu dokunmatik yüzeyde tel yok ve telleri hayal ederek çalmanız gerekiyor.

Büyülü Ses Melodika…

pilla | 06 January 2010 15:34

Melodika, hüznün sesidir aslında. Ama çoğu kimse bilmez bunu. Biraz tanımaya ne dersiniz bu güzel sesin kaynağını.
Akordeon ve harmonikaya benzeyen üflemeli- klavyeli bir enstrüman olan melodika bir el ile tutulurken diğer el ile klavye tuşlarına basılarak çalınır. Bu esnada ağızlık kısmından üflenen havanın basılı olan tuşun açılması sonucu dışarıya çıkması ile kulağımıza o büyülü sesini verir. Klavyesi genellikle 2 veya 3 oktav genişliğindedir. Küçük ve hafif olması nedeniyle çok rahat taşınabilmekte ve bu özelliği nedeniyle de müzik eğitiminde, özellikle de Asya’da, çok yaygın olarak kullanılmaktadır.

Afrikalı Sanat Elçisi: Salif Keita

konami | 11 December 2009 14:46

Salif Keita, 25 Ağustos 1949’da Djoliba’da doğan Mali’li şarkıcı ve müzisyendir. Salif Keita, albinoların kendilerine atfedilen şeytani güçler nedeniyle uğursuz olarak görüldüğü bir bölgede albino olarak doğdu. Maliİmparatorluğunu kuran Soundjata Keita’nın doğrudan torunu olan soylu bir aileden gelir.

Eğitimi bittikten sonra ilkokul öğretmeni olmak ister ama dışlandığı için sınava alınmaz. Bu yüzden şarkıcı olmaya karar verir ve bu durum ailesinde bir skandal yaratır. Mali toplumunda, geleneksel olarak müziği sadece Griotsınıfı yapabilirdi ve Keita’lar bir prens ailesiydi. Ailesi tarafından dışlanan Keita, 1968’de Bamako’ya gitti. Bamako’da bir otelde her akşam çalan saksofonist Tidiani Kone’nin Super Rail Band adındaki grubuna katıldı ve modern bir tarzda yorumladığı geleneksel bestelerden oluşan repertuarıyla önemli bir başarı sağladı.

Şehvetle Şeyederim Enstrümanı Ben!…

Kuduz maymun | 23 August 2009 10:24

Sabah vakti. Otobüse bindim. Hemen muavinin ardındaki koltuğa çöktüm. Muavine;
‘Afedersiniz saat kaç?’ dedim.
‘Yirmi dakika sonra orada oluruz abla’
Demek yirmi dakika sonra orada olurmuşuz. Çevremdeki herkes –bendeniz müstesna- matematik olimpiyatlarına gitmeye hazırlanıyor herhalde. Demek ineceğimiz vakit bana saati söyleyecek, ben de söylenen vakitten yirmi dakika düşüp ilk bindiğim zamanki saati hesaplayacağım.
İnince bir taksiye bindim.
‘Günaydıııın, ablam!’
‘Günaydın.’
Ve 5 dakika boyunca beyabimiz karadenizli olduğunu, 65 yaşında olduğunu ama ‘20’ hissettiğini söyleyecek fırsatı buldu. Aslında taksici olmadığını, müzisyen olduğunu söylerken iyice coştu.
‘Ben o müzisyenlerden değilim!… Ben var ya. Şu ben, ta Amerikalı müzisyenlerle çaldım Paris’te. Adam hayran oldu. Ben çalmam enstrümanı. Sevişirim. Şehvetle şeyederim enstrümanı. Bak yanlış anlama abla’
‘Yok estağfurullah çok iyi anlıyorum sizi’Vapura bindim.
Bir aile. Aşağı yukarı 15 kişi var. Enik-encik doluşmuşlar. Ellerinde torbalar, kilimler, halılar, bavullar, denkler, heybeler, bohçalar… Bir tanesi halıyı yere sermiş. Diğerleri de vapurun orta yerine yayılı bu halının üstünde oturuyorlar. Bir genç kadın. Rüzgar çarpmasın diye oturduğu halı üstünde battaniyeye sarınmış. Derken o battaniyenin altından bir velet çıktı bir süre sonra. Uyuyormuş çocuk.
Karşımdaki kanepede oturan bir kadın bacağını kaşıyor. Yanındaki adam dişleriyle bıyıklarını çiğniyor. Arkamda ayakta duran bir grup genç var. Ellerindeki simitlerden kopardıkları parçaları martılara atmaya çalışıyorlar. Kucağım simit parçacığı doldu. Yesem mi acaba. Kafama da geldi bir parça.
Hasbinallah…