bildirgec.org

dünya hakkında tüm yazılar

Mavi

makaleci | 30 July 2009 11:38

Beni bana haber ver! Geldim baş ucuna, gözlerine daldım. Bahset artık biraz benden… Senin ağzından dinleyeyim kendimi n’ olur…

Ben ki seni anlatacak kudrette değilim, rahatsız edici bir kusursuzluk, anlatmaya çalışmayı hâyâl bile edemeyeceğim yükseklikte zerafet ve iyi niyet!

Nasıl izâh ederim sana olan hayranlığımı? O kadar korkusuz değilim ben… Yaradan var, bilirim haddimi…

O yüzden sen konuş… Ne hatalarım kalsın anlatmadığın, ne sevgin; farkına varmadan büyüttüğün içinde belki de…

Hayat Ne kadar Dijital ki?

hakanyucesoy | 29 July 2009 18:01

Kapaklı Dosya Tasarımları

Kapaklı Dosya Tasarımları
Kapaklı Dosya Tasarımları

herkesin bildigi fakat farkında olmadan olsa da kullandığı dosyalar aslın hep hayatımız içinde olup genelde sadece bir şeyleri dosyalamak için kullanılır, Peki bunları iş yaşamında veya okul dönemlerinde nakadar sık kullandığımızı düşünürsek bunu hayatımızın yarısından fazlasında kullandığımızın farkına varıyoruz .peki elinizde ki dosyanın kapağı ne kadar güzel olursa okadar dikkatli incelenecegi ve her nekadar söylenmesede ” süper miş” denilmekte olduğunu düşünmüşmüydünüz ? Aslında kapak ilk intiba gibi dir ve ilk 3 saniye içinde oluşur eğer hoşunuza giderse hoşlandığınız için daha sevecen davranırsız . davranırsınız değilmi ? , eğer düz bir renk ve sabit tonlarda olsaydı nasıl bakardınız ?

Dünyanın 7 Harikası Yeniden Seçiliyor!

24black mamba24 | 29 July 2009 16:00

new7wonders.com sitesin de yapılacak oylamalar ile seçilecek olan dünyanın 7 harikasını merakla bekliyoruz. Maalesef Türkiye’den yine aday yok. İste adaylar:

El Yunque: KAOS içindeki tek tropikal orman
El Yunque: K.A.O.S. içindeki tek tropikal orman
Puerto Princesa Yeraltı Nehri: 8 kilometre uzunluğundadır.
Puerto Princesa Yeraltı Nehri: 8 kilometre uzunluğundadır
Halong Körfezi: Kireçtaşı ve irli ufaklı adalar bulunuyor
Halong Körfezi: Kireçtaşı ve irli ufaklı adalar bulunuyor

ÇARŞI; Bir Marka !

renklikalem | 25 July 2009 13:00

Bazen futbolun renkli ve güzel olabilmesi için futbolu izleyenlerinde bu oyuna katılması gerekir.Beşiktaş taraftarı kuşkusuz Türkiye’de futbola en olumlu yönde renk katan gruptur.”ÇARŞI her şeye karşı!” , “ÇARŞI Atatürk harici her şeye karşı!” ve “Evdeki hesap ÇARŞI’ya uymaz!” sloganları ile ülkemizde ekol haline grup aslında 1982 yılında kurulmuştur.Maçlarda gösterdiği renkli ve değişik tavırlarla, açtığı mizahi ve gerçekçi pankartlarla ve söylediği ilginç tezahüratlarla farklı olmayı amaçlamışlardır.Aslında grup, ilk taraftar dergisi olan “Forza Beşiktaş” adlı dergiyi hiç bir yayın kuruluşuna bağlı olmadan insanlara sunarak bunu göstermişlerdir.Daha fazla kanıt sunmak gerekirse; grup, “ÇARŞI Nükleer Santrallere Karşı!” ve “Nükleersiz Türkiye!” pankartları ile Nükleer Santrallere karşı olan tepkisini en iyi şekilde ortaya koymuştur.

İnsan ve Dünya

furkan iren | 17 July 2009 09:44

Beni ondan ayıran bunu çizebilmem midir?
Beni ondan ayıran bunu çizebilmem midir?

kişiselleştirilememiş bir yaşamaktı
özgürlüğümüze gem vuran,
en dirençli zamanlarında bizleri yorgun kılan,
mantıklı düşünceleri savurup atan,
hep “birlik” olmak isteğiydi “ayrılığı” doğuran.

oysa ki zenginliğin ve tabiatın esasıydı;
bir bütün üzerindeki farklılıklarımız…
yaşamın, doğanın döngüsüydü eşitsizlik.
herkes ve herşey aynı güçte olsaydı
bütün kurtlar aç, bütün kuzularda otsuz kalırdı!
yağmur yağmaz ve kış hiç gelmezdi!
güneş doğmaz ve ay batmazdı!
eğer masallarda ki kadar güzel bir gezegenimiz
varsa şayet biri bana anlatsın:
neden var bunca savaş?
neden mutsuz gördüğüm tüm tebessümlü maskeler?
neden yaşamak için binlerce kurallarla sınırladık kendi kendimizi,
(oysa ki çok basitti yaşamak ve nefes almak!)
neden daha da fazlası için hep bir kavga?
ve sorularla dolu bir beyin ve cevapsız dudaklar..
biri narkozla uyuşturmuş gibi her birimizi
her duyulana “iman”ı, her söylenene “itimat”ı
kabulenilemezliğe “tahammül” ve sessizlik haksızlığa..
dünyanın yaradılış fıtratındaydı acımasızlık
birileri yaşamak için diğerini öldürmek zorunda kalırken
diğeri yaşamak için kaçmak zorundaydı

Ayrıntılı ay ar dersleri

kahramancayirli | 25 June 2009 12:14

Altyazılı ay ar* dersleri
Kahraman Çayırlı

“1974 yılında Petrol Crisis’i yaşayan european countries, 80lerde globalizationla challenge etmek zorunda kaldılar. Ben Amerika’dayken…” Ankara’da öğrenim dili İngilizce olan bir vakıf üniversitesinde ders Dünya Siyaseti. Belli ki hayatının bir kısmını yurtdışında geçirmiş olan öğretim görevlisi, %50 Türkçe-%50 İngilizce ortaya karışık bir dil tutturmuş, ders anlatıyor. Kendi dillerine tam anlamıyla vakıf olamadan zihinlerine İngilizce boca edilen öğrencilerse Türkilizce yanıtlar veriyorlar hocalarının sorularına.Eğitim kurumları öğrencilerine çok iyi İngilizce dil eğitimi verebilirler ancak kanımca üniversitelerimiz alan derslerinde anadilimizde eğitim vermeliler. Yoksa bu şekilde akademisyenler ne yaşam tecrübelerini, ne de bilgi dağarcıklarını bütünüyle aktarabiliyorlar.Senede 6000 doları sadece öğrenim ücreti olarak alan bir üniversitenin aldığı bunca paraya karşılık (eğitim=para?) öğrencilerine reva gördüğü eğitim bu mu? Tabii, alanlarında uzman, anlattıklarına gayet hakim olan yurtdışı menşeli hocaları tenzih ederek bu cümleleri kuruyorum.Örneğin Türk Dış Politikası veya Türk Diplomasi Tarihi’ni kendi dilimizde iyi ifade edemiyorsak, bu dersleri yarım yamalak İngilizce öğrensek ne olur? Kendi tarihimizi yabancı dillerde anlatabiliyor ama kendi dilimizde tatmin edecek düzeyde karşımızdakilere aktaramıyorsak, sizce de burada bir problem yok mu? Elbette Avrupa dillerini anadili gibi konuşan, iletişim becerisi güçlü, kendilerini iyi ifade eden donanımlı gençlere ihtiyacımız var. Ama önce kendi dilimizin hakkını yeterince vermeli, ondan sonra dünya genelinde geçerli olan dillerde kültürümüzü, ulus kimliğimizi, yapmak istediklerimizi dünya arenasında açıklayabilmeliyiz. Buna, uzun süreceği muhtemel AB sürecinde her zaman olduğundan daha fazla ihtiyacımız var. Yarı Türkçe-yarı İngilizce eğitim gören Uluslararası İlişkiler öğrencileri Dışişleri Bakanlığı’na nasıl girecekler? Diyelim ki diplomat oldular, Türk diplomasisine ne gibi faydaları dokunabilecek?Hepimiz iyi derecede İngilizce, Fransızca vs öğrenelim ama önce kendi dilimizi koruyalım, üniversitelerimizde Türkçe’ye sahip çıkalım. İki-üç dili harmanlayıp akademik ay ar* eğitimi almanın ne kendimize faydası olur, ne de ülkemize.