bildirgec.org

dünya hakkında tüm yazılar

Dünya İşleri

uuuucar | 20 November 2009 09:44

Herakleitos‘a inanıp yıllarca devinimin peşinden koştum.Oysa ırmaktan akan suyun yeniden bulut olduğunu ve yağmur olup yeniden ırmaktan aktığını farkettiğimde devinim yalanını keşfettim.Yıllarca peşinden koştuğum değişimi öldürdüğümde kendimi keşfettim.

MTV başka bir gezegenden gelen kaçak yayındır.

üretim simülasyonu
üretim simülasyonu

-Artık üretimi makineler(robotlar) yapıyor.İnsanlara kalan şeyse o üretilenleri pazarlamak.Pazarlama çağında tüm yalanlar mübahtır ve tüm yalancılar haklı!

üretim simülasyonu
üretim simülasyonu

-İnsanların, Eyfel kulesi gibi bir demir yığınını,sanayi devriminin simgesini romantik bulmaları onları aşağılamanın en kestirme yoludur.

-İnsanları tanıdıkça tanrının zaaflarını görüyorum.

-Dünya bir bok çukurudur.Bizler de onu tüketen bok kurtları.

Kayıp Gezegenin Sırrı (Faeton)

turritopsis | 19 November 2009 12:30

Beşinci gezegen (Merkür, Venüs, Dünya, Mars, ?) etrafındaki tartışmalar birkaç on yıl boyunca devam etmektedir.

XVIII. yüzyılın 70 – 80. yıllarında Alman gökbilimcileri Johann Titius ve J. E. Bode gezegenlerarası mesafe kuralını ortaya koyarlar. William Herschel Uranüs gezegenini keşfeder. Bu gezegenin yerleşim yörüngesi gezegenlerarası mesafe kuralını kanıtlar. Yalnız Mars ve Jüpiter arasındaki mesafe, bu gezegenler arasında bir gezegenin daha olması gerektiğini gösterir.

1 Ocak, 1801 tarihinde İtalyan Giuseppe Piazzi, kataloglarda yer almayan zayıf ışıklı bir yıldızı tespit eder, onun da diğer gezegenler yönünde döndüğünü belirler. Matematikçi Carl Gauss, yaptığı hesaplamalar sonucunda bu gezegenin Mars ile Jüpiter arasında olduğunu ortaya çıkarır. Yalnız, Piazzi bu gezegeni tekrar göremez. Kayıp gezegene Ceres adı verilir. Bir sene sonra gökbilimci Heinrich Olbers, Ceres’i görür. Birkaç ay sonra da ona yakın bir diğer gezegeni, Pallas (Pallada)’ı da keşfeder.

Pilli’ye Bir Öneri

ozanTi | 04 November 2009 19:38

Yaklaşık 10-11 aydır bir Pilli okur-yazarıyım. Halimdende gayet memnunum.Oturmuş harika bir sistemi olan Pilli Network ödemeler ve okunma oranları konusunda da çok iyi bir iş çıkarıyor ve bu konuda da hassaslar.

Neyse zaten Pilli’yi bilen biliyor, övme kısmını bi kenara bırakayım 🙂 Benim önerim şu:

Bir yarışma düzenlensin ve bu yarışmanın bir konusu olsun. Aynen Blog action Day örneğinde olduğu gibi. Bu yarışmaya katılan yazılar öncelikle Hafif’te yayınlansın ve yazarlarına kazandırmaya devam etsin. Devamında da halk oylaması gibi bir şeyle oylamaya açılsın ve birinci olana bir ödül verilsin.

Teraneler – 1

Yuzeysel Fikirler | 30 October 2009 11:32

Bana kapitalizm övgüsü yapıyorsun demişler… Benim ağzımdan öyle bir laf çıkmadı. Ha kapitalist miyim ? Evet kapitalistim. Karl Marx gibi hayalperestleri sevmem, en azindan Das Kapital bile okumadan Komünist Parti manifestosunu bilmeyen ama Leninci geçinen ya da Orwell in Ütopya’larını bilmeyen 1984’ü yaşamadan sırf yakışıklı diye Deniz Gezmiş’ten hoslanan kızlardan ya da o aptal gençlikten değilim.

Ha sistemi biliyorsundur saygı duyarım ama bence çoğu bilmiyor. Neyse bana gelince çok merak ediyorsaniz söyleyeyim; bence kapitalizm en ideal düzendir ki kusursuz olarak zaten işliyor. Parası olan parası olmayanı ezer, her daim de ezecektir olay budur.. Ben acıma duygusuna inanmam. acındıranları sevmem, acımayı da sevmem. Çünkü bilirim ki ayni imkanlara sahip olan diğer insanlar parayla birlikte inanilmaz canavarlara dönüşecektir. Kapitalizm bunun için kötüdür çünkü insanlara verdiğiniz değer mahvetmiştir kapitalizm gibi kusursuz bir düzeni. Sonradan görme insanlar olmasaydı boyle olmazdı. Hala eşitlik diyorsunuz.. Siz istediginiz kadar eşitlik isteyin. Paranın açamayacağı kapı yoktur. Farkına varırsanız realist gençler olarak sizleri daha çok severim. Neden ? Cunku TEK GÜÇ PARA….ve paranız olmalı. PARAN YOKSA it gibi yaşarsın, dünyanın kuralı bu. Babalarınız çalışsaymış arkadaş, bana laf atmaya hakkıniz yok. Zenginim diye beni hor göremezsiniz. Ben bugün farklı arabalara binip en kral içkileri yudumlayıp Marlboro’dan aşağı sigara içmiyorsam bu dedelerimin çalışkanlığı sayesindedir. Senin deden yatarken benimki çalıştı yaa.. Hiç düşündün mü?

domuz gribi

ex choice | 23 October 2009 14:17

uzun zamandır dünya gündeminde yer alan birçok önlemin alındığı ve insanları tehdit eden domuz gribini yok edecek maddeyi türk bilim adamları üretti.ve makaleleri ünya tıp literatüründe yayınlandı.türk bilim adamları domuz ve kuş gribini ortadan kaldırabilecek formülü buldu.bulunan bu maddenin virüsler üzerindeki etkisi sağlandı.birki özlerinden bu maddeyi üretmeyi başaran faruk durukan hedefinin türk ar-ge’sinin dünya ar-ge’sinin üstüne çıkarmak olduğunu belirtti.haberin detayları

RENGARENK(reng-i ahenk)

il mare | 12 October 2009 09:56

işte bu kadar basittir izah-ı dünya,aşina olunan bu resim aracılığıyla
işte bu kadar basittir izah-ı dünya,aşina olunan bu resim aracılığıyla

Bugün… Dünün annesi işte… Dünden kalma birşeyler… Her bugünde bir dün wardır ki zaten bugünler her dünün devamıdır.. Ne gün diye Bir şey vardır ne de dün… İçiçe geçmiş fakat birbirinden ayrıymış gibi gözüken bi dolu şey gelip başımıza üşüşür her güneş kararması, tutulması we doğmasıyla… Değişen renklerdir hayatımızda…Herşey renklerden ibarettir…Renklerdir mutlu olmamızı sağlayan bizi hayata bağlayan we gene bir renktir bütün karamsarlıklarımızın babası…Maviye bürünmek yeter bazen mutlu olmak için,bir beyazdır içimizde biryerlerdeki saflığın farkındalık aracısı ve gene kocaman bir siyahtır ölümü çağırışlarımızın yaftası…

Böyledir işte dünya,birkaç renkten oluşur sadece,çok az şeyden yani;hepsinin tonlarıdır onu ayrıntılı yapan… Birkaç ana rengin bütün tonlarıdır gözümüze çarpan bir kuşbakışında,koca bir dünya haritasında… Dağlar kahverengidir biryerlerde,akarsular mavi ve bozkırlar sarı,güzel yerler hep yeşil…Kocaman haritalarda açıklı koyuludur herbiri,açıklı koyulu hayatlarla birlikte.. Bir yeşil siyah karamsarlıklar barındırır bir köşede ve bir çocuk kocaman bir siyahın içinde hep beyazdır…Beyaza çalınmış siyahlarla,yeşile çalınmış mavilerle,sarıya çalınmış başka bir renkle işte sürer gider hayat… Her hissin bir rengi her insanın bir rengi vardır… Açıklı koyulu,ekşili tatlılıı….

Renklerdir hayatı çekilir kılan ve gene onlardır bütün ölümleri çağrıştıran…

gece hızlanıyoruz.

massay | 08 October 2009 12:48

1970’lerde Paris gazetelerinde şöyle bir ilan çıkar:
” Ucuz ve hoş bir yolculuk istiyorsanız bize 1/4 frank yollayın.”
Birçok saf insan bu parayı yollar, kendilerine şöyle bir mektup gelir:
” Mösyö, sakin sakin yatağınızda dinleniniz ve dünyanın döndüğünü hatırlayınız. 49. enlemde (Paris’in enlemi) günde 25.000 km’den çok yolalmaktasınız. Güzel manzara istiyorsanız perdenizi açıp yıldızlı göklere bakınız.”
Bir süre sonra mektupları yollayan adam bulunur ve dolandırıcılıktan yargılanır, hüküm giyer. Söylendiğine göre adam para cezasını ödedikten sonra boynunu bükmüş ve Galile’ye benzer bir tavır takınarak ” Dünya yine de dönüyor” demiştir.

Aslında adam haklıdır. Çünkü dünya bir yandan güneş etrafındaki yörüngesi üzerinde saniyede 30 km. hızla kaymakta, bir yandan ekseni etrafında dönmektedir.
İlginç olan şudur: