bildirgec.org

cinsellik hakkında tüm yazılar

Disposta a tutto; Ready for Anything (1977)

hsparks | 07 December 2011 19:37

Disposta a tutto ya da filmi İngilizce ismiyle söyleyecek olursak Ready for Anything (Türkçeye çevirirsek “Her şeye Hazır”) 1977 yapımı bir İtalyan filmi. Ünlü İtalyan yönetmen Giorgio Stegani‘nin elinden çıkan film, aynı zamanda senaryosunda da onun imzasını taşıyor.
94 dakikadan oluşan filmin başrollerinde güzel İtalyan oyuncu Eleonora Giorgi ve geçtiğimiz sene 64 yaşındayken hayatını kaybeden Bekim Fehmiu bulunuyor. Kadronun kalanına ise şuradan ulaşabilirsiniz.
Filmin konusunu merak edenleri aşağıya alalım.

İnsanlar Niçin Seks Yaparlar?

schablon [pilli_silinen_hesap] | 17 June 2011 22:04

Araştırmacılar, genel olarak seks yapmanın bir veya daha fazla nedeninin olduğunu varsaymaktadırlar. Bunlar: Çocuk sahibi olmak, cinsel haz deneyimi yaşamak ve birleşme ihtiyacından kaynaklanmaktadır.

Psikologlar, 17 ile 52 yaşları arasındaki 442 kişinin yer aldığı bir araştırma yaptılar. Deneklere, niçin sex yaptıkları soruldu. Verilen cevaplar ilgi çekiciydi.

Bu bir Zina’yet !

endop | 21 May 2011 22:30

Kuran’a göre eşcinselliği anlattığımız ilk yazımızda; Müslüman dünyada yaşayan eşcinsellerin başına boyuna kakılan bir mevzuyu, Lut kavminin neden helak olduğunu irdelemicştik. Bu yazımızda ise Aynı coğrafyadaki eşcinsellerin maruz kaldığı bir başka dini baskı türünü ele alacağız. Lut kavminin helakının eşcinsellik yüzünden değil, Allah’a isyan yüzünden olduğunu savunan her eşcinsel ikinci bir baskı sorusuyla karşılaşır. Nikahsız cinsel ilişki zinadır, zina haramdır. Siz erkek erkeğe ya da kadın kadına nikah kıyamadığınıza göre zina yapıyorsunuz ve haram işliyorsunuz sorusuna birçok arkadaşımız sadece başını eğerek mukabele edebilmektedir.

Eşcinseliz , günahkar ibneleriz !

endop | 19 May 2011 09:48

her ne yapıyorsan suç !

her ne yapıyorsan suç !
Ben bir eşcinselim , evet günahkarım. Durmayın bütün oklarınızı saplayın, hazırım ! Zina yapar , günah toplarım , Tanrı tanımam , ahlak bilmem .. Parlak kıyafetlerimle şarkı söyler kadın gibi davranırım .

cinsel içerikli yazı

endop | 18 May 2011 09:06

kırmızı gece
kırmızı gece

Tutucu cinsel öğretinin belirleyici özelliği , toplumda cinsel arzunun bilinçaltına itilmesiyle , cinsel yaşamın garipsenmesi ve aşşağılanmasıdır.Cinsel gereksinimin geçici bir süre ya da yaşlılıktan dolayı zayıflaması dışında, sağlıklı bireyde doğal bir perhiz eğilimi yoktur. Günümüzde toplumsal düzendi cartı curtu derken tamamen gerici toplumsal düzeni benimsemiş bulunmaktayız. Cinsel yaşamdan verilen ödünler ne olursa olsun, egemen sınıfların cinsel yaşam ilkelerinden ne denli uzaklaşırsa uzaklaşsın, her gerici toplumsal ahlak ister istemez cinsel yaşamı yadsır ve hiçbir zaman gerici toplumun saptadığı sınırları aşan bir eylem görülmez , dolayısıyla ortaya çıka çıka ancak tutarsızlıklar ve saçmalıklar çıkar. Bizler neslimizi devam ettirmek için varız ve bu güçlü doğal iç güdü yokedilemez olsa olsa başka yöne saptırılabilir. Perhiz cinsel iç güdüyü bilinç altına iter ve perhizden bir sürü bağnazlık, gariplik, nefret ve düşsel sevgi yaşamı doğabilir.

ÇOK YAŞA MI YOKSA…

admin | 03 January 2011 23:26

Kış ve soğuğun bastırmasıyla soğuk algınlığı da artamaya başlar. kendimize ne kadar dikkat edersek edelim işyerimizde,toplu taşıma araçlarında ve çevremizden hastalık mikropu kaparız. özellikle grip mikrobu en yaygın olanıdır.

Evlilik Üzerine

vatanda | 11 December 2010 12:59

Evlilik yaşamımızın belkide en önemli kararıdır. Attığımız adımla birlikte bambaşka bir dünyaya farklılıklara herşeyden öte değişik bir kimliğe bürünürüz. Yaşamın belirli dönemlerinde farklı şekillerde ortaya çıksa’da bolca yanlışı olsada olmazsa olmaz bir durumdur evlilik. İster resmi olsun ister dini hatta kalbi şekillerde de olsa evlilik yaşanan birşeydir. Burda genel algı olarak Resmi evliliklerle birlikte duygusal ve dini evliliklerden de söz etmek istiyorum sonuçta biz insanlar çok farklı evliliklerden söz edebiliriz. Mesela duygusal evlilikler çok daha iyidir çoğu konuda çünkü her iki tarafta birbirinden her an ayrılabilecek bir durumdadır. Ve bağı sadece sevgi bağlılık ve aşk sağlar. Resmi evliliklerde ise zamanla alışkanlıklar çevre baskısı ve yaşam koşulları etkilemekte. Dini evliliklerde ise olay çok daha başka hem dini etkiler hemde örfi ananeler etki etmekte. Aslında olması gereken en önemli şey duygusal evliliğin oluşması ve gelişmesi daha sonra zamanla resmi evlilik olur ama burada dikkat edilmesi gereken bir nokta var ki buda cinsi evliliğin belirli bağlardan sonra oluşması. Sonuçta ülkemiz özellikleri itibariyle en büyük hatalardan birisi önce cinsi evlilik sonra duygusal yada resmi evlilik olması hatta cinsi evlilikten sonra hiçbirşeyin olmaması ve taraflardan sadece bayan olanın zarar görmesi. Daha sonrada çok daha vahim ve kötü sonuçlar doğurması. Sözün özü hatta kısası ilk önce yürekte sonra belirli bağlarla bağlandıktan sonra cinsi ve resmi evliliğin olması. ( Burada cinsi ilişki belirli bir noktaya kadar evlilik öncesinde bilinmesi gerekmektedir. Sonuçta resmi evlilikte cinsellikte önemli bir rol oynamaktadır.)

Üniversite olayları ve Son dönemde yaşananlar üzerine.

vatanda | 10 December 2010 10:58

Son dönemde aynı 1980 dönemindekine benzer bir şekilde yönetime ve olaylara tepki gösterileri yapılmakta. Yanlız zamansal farklılıklar ve bazı degişik durumlardan olsa gerek hareketler çok daha değişik bir şekilde başlatıldı. Dikkat ederseniz bütün bu olaylar hep birbiri ardına yapılmakta. önce güneydoğudaki insanlar kışkırtıldı ve gösteriler yapıldı ardından hatay bölgesinde ülkücüler ve doğulular birbirine düşürüldü, son dönemde ise bu sefer devreye üniversiteler sokularak kışkırtmalar yapılmakta. Özellikle dikkat ederseniz bu üniversiteli öğrencilerin çoğunun üzerlerindeki kıyafetler aynı 1980 dönemindeki gibi yeşil ve askeri kıyafetleri andıran kıyafetler. Ve gösteriler sürekli sol görüşteki kişiler tarafından yapılmakta sürekli aynı düşünce anlatılmakta ve hep aynı tip kişileri görmekteyiz. Öğrenciden başka herşeye benzeyen ve okumak yerine tamamen belirli politikalar için orada bulundukları düşünülen insanlar. Bunların özellikle son dönemde düzelmekte olan ekonomi ve uluslararası güç dengelerinin bizden yana değişmesiyle artması ise işe oldukça farklı bir boyut kazandırmakta. Sürekli komplo teorileri yapmakla suçlanan halkın bakış açısında da aynı düşünceleri görmek mümkün. Belirli kesimler yapılanlardan rahatsız olduğundan sindirmeye yada devirmeye çalışmakta. Sürekli yapılan bu hareketler ve tepkiler pekte doğal yada normal görülmemekte. Halk arasında olmayan husumet sanki varmış gibi gösterilmeye çalışılmakta insanlara korku ve endişe empoze edilmeye çalışılmakta Sürekli insanlara eziksiniz susarak bir yere varamazsınız denilmekte ama aynı zamanda yöneticilere de sizler suskun kalarak böyle yapıyorsunuz denilmekte. Bence bu düşüncelerinde en tepesinde bu yapılanlar su anki yönetimi devirme çalışmaları hatta şunu da ekleyebiliriz ki yönetimi devirmek için çok ciddi bir çalışma da yapılmakta son dönemde ortaya çıkan siyasi partiler de aynı şekilde sırf bazı seyleri yöneticilerin elinden almaya ( Meclisteki çoğunluğu) yönelik adım olarak görülmekte. Ama bilmedikleri yada bildikleri ama değiştiremedikleri birşey var ki bizler aptal değiliz görüyoruz ve yapılanların genelinden memnunuz. Ne yaparlarsa yapsınlar bunlarla bizleri değiştiremezler.

sonuncu seks dosyası

taha3045 | 12 May 2010 16:33

Osmanlı döneminde toplatılan ilk kitap Zenanname diğer adıyla Kadınlar Kitabı’dır. Eserde lezbiyen kadınlardan şöyle bahsedilir:
…… “ Ey sevgili… Bugunlerde, yeni bir kadın türü ortaya çıktı… Bunlara sevici diyorlar.

….. Bu kadınlar çeşit çeşit erkeklerle olmuş, zekerden bikmis kadinlar. Aralarından bir gayret sahibi çikmiş, bu işi icat etmis, hepsini birbirine bağlamış…

(Bu arada eser sahibinin eşcinsel olduğunu da belirtelim)

milan kundera’nın kimlik’i

hayalicindegecti | 26 April 2010 16:26

Milan Kundera (1929 doğumlu Çek asıllı yazar, hani şu Prag’dan sürülen –neden bizden iyilere hiç dayanamayız?-, komünist partisi üyesi iken partiden de kovulan, Var Olmanın Dayanılmaz Hafifliği’nin yazarı) ile o kadar isterdim ki tanışmayı… Aslında yıllardır Paris’te yaşıyor, bir gidişte bal gibi randevulaşılıp Şanzelize’de kahve içerken sohbetin tadına varılabilir.

Neyse işte, Kundera, Kimlik’te (*) neler anlatmış, üzerinde sohbet edelim mi? Memnuniyetle, ama önce bir kaç alıntı: