bildirgec.org

çılgınlık hakkında tüm yazılar

Teldeki Adam

mansonilized | 29 October 2012 16:24

Philippe Petit 1949 yılında doğmuş, asiliği yüzünden okulda pek dikiş tutturamamış ve 15 yaşında evden kaçıp ip cambazlığına başlamış genç bir delikanlıydı. İpte yürümenin sanat olmadığını hatta çirkin göründüğünü düşünüyor ve yürüyüşlerini türlü numaralarla süsleyerek yaşamını sürdürüyordu.

“When I see three oranges, I juggle; when I see two towers, I walk.”

kabaca diyor ki; üç portakal görürsem jonglörlük yaparım, iki kule görürsem yürürüm.

1968 yılında rutin diş kontrolü için diş hekiminin ofisine girdiğinde hayatının sonsuza dek değişmek üzere olduğunun farkında değildi. Bekleme odasında sıkılıp masanın üzerindeki dergilerden birini aldı ve yapımı henüz tamamlanmamış yüksek binalar hakkındaki bir yazıya gözü takıldı. Makalede New York’ta yapımı devam eden ve bittiğinde dünyanın en yüksek kulelerinden ikisini oluşturacak ikiz kulelerden bahsediyordu. Petit dergiyi kaptığı gibi odadan fırladı ve onu altı yıllık serüveni boyunca yalnız bırakmayacak arkadaşı Jean Louisse ve kız arkadaşı Annie’nin yanına koştu.

Herkes gibi Jean Louisse ve Annie de ilk duyduklarında bunun delilik olduğuna karar verdiler ancak onlar da Petit gibi tutku doluydular.

Bu dönemde Petit önce Paris’te Notre Dame Katedrali’nde bir gösteri yaptı. Katedralin kuleleri arasına gerdiği çelik ipin üzerinde yaptığı gösteri içerde ayin yapmakta olan rahipleri bile dışarıya çıkardı. Bir zamanlar Quassimato’nun koşuşturduğu kulelerde şimdi Petit’nin dansı vardı.

Yeni internet Trendi : Horsemaning

YaMTaR | 18 August 2011 12:14

İnternette her gün yeni ve eğlenceli bir fotoğraf trendi ile tanışıyoruz. Son günlerin yeni internet trendi ise horsemaning.

Horsemaning kelime anlamı olarak headless horseman yani kafasız süvari anlamına gelmektedir. Bu fotoğraflarda amaç kafanın gövdeden ayrı gözükmesidir. En az iki kişi ile çekilen bu fotoğraflarda bir kişinin sadece gövdesi diğer kişinin ise sadece kafası gözükmektedir.

Durma YAŞA!

Woraman | 05 August 2011 16:51

İlk nefes aldığın anı düşün, ne kadar da güzeldir. Karanlık bir yerde bekledikten sonra önce beyazı, sarıyı, yeşili… Hayatı… Keşfediyorsun… Peki sonra?

Ne kadar oldu bu keşif biteli? Ne kadar oldu hayat sadece bir oyun olalı?

Ve inan bana öyle bir an gelecek ki, içinden bir ses haykıracak sana “NEDEN” diye…
Bahanen ne olabilir ki? Sebebin ne olursa olsun; Doğduğun ülkenin siyasi politikaları, geçim derdi, belki ailevi meseleler, belki de çocuklara adanmış bir hayat… Hiçbiri o An’ın gelmesini engellemeyecek. Ama sen farkında olmadan girdiğin bu çıkmazdan çıkabilirsin…

KABARTMALI DÖVME

YaMTaR | 01 July 2008 09:46

Kabartma Dövme
Kabartma Dövme

Dikkat çekmek ve normal insanlardan farklı görünmek isteyen gençlerin son çılgınlıkları derilerinin altına kabartma dövmeler yaptırmak.

Kafalarına, kollarına, ellerine, bacaklarına hatta göğüslerine bile kabartma şekiller yerleştiren bu gençlerin resimleri için tıklayınız.

Kabartmalı Dövme yapım videosu için tıklayınız.

Kırmızı Bir Ataş Nasıl Ev Oldu

woofwoof | 28 November 2007 09:08

İnterneti ve aklını kullanarak zengin olanların sayısı az değil. Kyle MacDonald‘ı ise bu kişilerden ayıran bir fark var. O zengin olmayı değil, yalnızca bir ev sahibi olmayı hayal etti.

one red paperclip” isimli blogunu 12 Temmuz 2005’te başlattı. İlk mesajı çok basitti. Elinde kırmızı bir ataş vardı ve bunu daha değerli veya daha büyük herhangi bir şeyle takas etmek istiyordu. Takası yapacağına söz verenin yanına nerede olduğunu hiç önemsemeden gidecekti. Bir takas zinciri kurup bir ev, ada veya bir ada üzerinde ev sahibi olmak istediğini söyledi.

Kyle MacDonald
Kyle MacDonald

İlk takası sonunda balık şeklinde bir kalem aldı. Onu eve götüren sonraki takasları sırasıyla şöyle:
kapıkolu – alet çantası – jeneratör – fıçı bira ve ışıklı tabeladan oluşan çabuk parti seti (bunu görmeniz lazım) – kar motorsikleti – Yahk‘a kayak tatili – karavan – albüm kontratı – phoenix’te bir sene lüks bir evde konaklama – alice cooper ile akşam yemeği – kiss snowglobe – bir filmde rol alma – ve sonunda 11 Temmuz 2006’da Kanada’da bir EV.

Aldığı ev
Aldığı ev

Tabii bu sırada ünlü olmayı da ihmal etmedi. TV kanallarına çıktı, röportajlar verdi, hakkında yazılar yazıldı.
Bir de kitap yazdı.

Elmas kaplama iPhone : $ 41.250 !

esraustun | 08 November 2007 09:02

iPhone çılgınlığı sona erecek gibi gözükmüyor. İlk önce Swarovski kristalleriyle kaplama iPhone ve sonra da altın kaplama iPod üretildiğini görmüştük. Şimdi de elmas işlemeli iPhone yapmışlar. Bu telefonda 420 tane 5.65 karatlık elmas 18 ayar altın yüzeye işlenmiş. Fiyatı tam tamına 41.250 $. 9 Kasım’da sınırlı sayıda satışa çıkıyormuş. Üretici firma Amosu başka telefon markaları için de lüks özel üretim telefonlar yapıyor. Elmas kaplı Nokia da burada. Konuyla ilgili başka bir kaynak da burada.

Facebook Nedir?

iso1000 | 04 November 2007 16:59

Facebook'una beni eklesene...
Facebook’una beni eklesene…

Yurt dışındaki popüler internet siterlerinde biri olan Facebook artık Türkiye’de de popüler. Daha önceleride var olan Facebook’a Türk kullanıcılar fazla ilgi göstermemiş, daha doğrusu üye olanlar vardı ama, çılgınlık seviyesinde yayılmamıştı.

Sonra ne olduysa oldu. Gazeteler, televizyonlar Facebookdedi durdu. Ve Türkiye Facebook’lu oldu. Galiba bu Facebook çılgınlığında yayılan gaz Helin Avşar ile ilgili haberlerle ateşlendi. Mesela buradaki habere göre 5 bin kişi Facebook’ta Helin Avşar’ın peşinden koşuyormuş. Dost olmak içinç Hatta dost olma çabalarından karşılık alamayanlar “Helin Avşar bizi Facebook’una eklesene” diye grup açmışlar.

Myspace nelere kadir?

ecolips | 24 September 2007 09:46

Dünyanın yerlisi olmadığına inandığım insan ırkının çılgınlıklarından biri olan internet’in gençler üzerine yansımalarından en önemlisidir myspace. Arkadaş olalım, kaynaşalım mantığıyla başlayan ve profillerin şekilden şekile sokulabilmesiyle çılgınlığın hat safhasına ulaşan Tom‘un sitesi bedava reklam kapısı halinede dönüşüyor. Myspace beraberinde birçok farklı siteye de ekmek kapısı olmuş, binlerce tasarım kodu sağlayıcı, tasarım editörü, kod çalıcı site türeyivermiş. Hatta bazı kızlar bu sayede zengin olmuş. Kimi müzik grupları ise patlamış, albüm yapmış, meşur olmuş, turnelerde ter döküyor.