bildirgec.org

asansör hakkında tüm yazılar

Bir kaç güzel yer

nazokiraze | 30 October 2010 12:19

Nesim Levi Bayrakoğlu tarafından 1907 yılında İzmir’de Mithatpaşa’dan Halilrıfat Paşa Caddesi’ne gitmek için 150 den fazla merdiven çıkmak zorunda kalan insanlara kolaylık sağlamak için yaptırılan Tarihi Asansörönceleri su ile çalışırdı, günümüzde ise elektirikle çalışmakta.

Ünlü oyuncu ve müzisyen Dario Moreno’nun doğduğu evin bulunduğu Dario Moreno Sokağı asansörün girişinin bulunduğu yerdir. Genellikle bi dönem Musevi vatandaşların oturduğu Sakız evler ve bu asansör sokağa olan ilgiyi arttırmaktadır. Asansörün mimari anlamda benzeri Lizbon’dadır.

Alman İmparatoru II. Wilhelm tarafından Sultan I. Ahmed’e hediye edilen Alman Çeşmesi Sultanahmet Meydanı`nda yer alır. (Çeşmenin üzerinde Almanya yazan yazı:”Alman Kaiser’i Wilhelm II 1898 yılı sonbaharında Osmanlıların hükümdarı haşmetlü Abdülhamid II nezdinde ziyaretinin şükran hatırası olarak bu çeşmeyi yaptırdı”)

Devil (Şeytan) 2010

| 08 September 2010 14:28

Devil - Şeytan 2010
Devil – Şeytan 2010

Devil (Şeytan) filminde, Shyamalan ve Sam Mercer (The Sixth Sense) yapımcı olarak karşımıza çıkıyor. Film, bir asansörde kalmış beş kişinin hikayesini anlatıyor. İçlerinden birisi Şeytan, faka hangisi? Dakika dakika artan gerilimiyle izleyiciyi adeta koltuğa çivileyen Şeytan bu yılın başarılı gerilim filmlerinden birisi.Ülkemizde 17 Eylül’de gösterime girecek Şeytan (Devil) şimdiden izleyicilerde merak uyandırmaya başlayan bir film. Kaçırmamanızı tavsiye ederim.

Devil - Şeytan 2010
Devil – Şeytan 2010

reklamın yeri yurdu olmaz

asdbjk1 | 31 August 2009 16:06

Reklamın iyisi kötüsü olmadığı gibi yeri yurdu da olmuyor gerçekten. Herşey hayallerle sınırlı. Aşağıda da örneklerini göreceğiniz üzere reklamları asansörlere koymuşlar. Kapılarına ve içlerine giydirdikleri ve kimi göz yanılmasıyla meydana gelen reklamlarla kitlelere ulaşmaya çalışıyorlar. Bir tane de Becel in reklamını gördüm nereye uygulanmış acaba???. Buyrun bakalım…

becel reklamı
becel reklamı
reklam 2
reklam 2
reklam 3
reklam 3
reklam 4
reklam 4
reklam 5
reklam 5
reklam 6
reklam 6
reklam 7
reklam 7

VIP Cami

Asturias | 16 August 2008 09:26

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/9657553.asp?gid=229&sz=38969

Süpermarketler -3

kapuska | 29 July 2008 09:18

Kazara ilk buraya gelenler için: 1. bölüm, 2. bölüm

Henüz 14 yaşındayken okulunu bırakan (N. S. gibi..) ve bir bakkal mağazasında tezgahtarlık yapmaya başlayan Clarence Saunders’ın belki de en büyük özelliği egitimini tamamlayamamış olsa bile içinde olan üstün gözlem yeteneği ve problemlere getirdiği yenilikçi çözümlerdi. Dükkandaki görevi, o zamanlar birebir olan alıcı-satıcı diyaloğunda müşterilerin siparişlerini alıp bunları hazırlamak ve istek olduğunda, eh bir de patronu izin verirse, bahşiş aşkına paketleri evlere teslim etmekti.

o günlerden bir bakkal dükkanı
o günlerden bir bakkal dükkanı

Ne var ki, 18 yaşını doldurduğu gün, artık kalfalığını yaptığı işten sıkılmış, hem biraz gezmek hem de şansını başka yerlerde denemek için ülke çapında satış yapan bir toptancının yanında işe başlamıştı. 4 yıl kadar ülkeyi dolaşıp bu işten de sıkılınca, 1905’te yine başka bir toptancının ama bu sefer şehiriçinde, satış memurluğunu yapmaya başladı.

Havaalanı Taşımacılığı

brom4 | 16 April 2008 00:18

skylift
skylift

Havaalanlarında yolcuları güvenli bir şekilde tek vasıta kullanarak uçağa kadar götürmesi için Hannes Seeberg tarafından tasarlanmış bir araç.

Balkonumda garajım

brom4 | 07 April 2008 18:10

Bu tasarım sayesinde evinizin balkonuna arabanızı park edebileceksiniz. Alman şirketi Carloft‘un hizmeti olan bu sistem park sorunlarınızı çözmeyi amaçlıyor (park yeri bulma, hırsızlık, kaza gibi…), ancak bu seferde dünyamızda artık büyük önemi olan enerji tasarrufunu zorluyor, tabii arabanızın manzaranızı da kapatması cabası.
1,2.

Abdullah Gül ve Ben

menese | 21 March 2008 11:57

Şu rüya denen şey ne kadar da tuhaf değil mi?.
Yazıya böyle girişime karşılık: “Hah.. Ne güzel de bi tespitte bulunmuşsun.. Rüya hakkında kimsenin aklına gelmeyecek bir neticeye varmışsın..” mealinde alaycı sözlerinizi duyar gibiyim.
Alay etmekte alabildiğine özgürsünüz fakat son gördüğüm “tuhaf ötesi” rüyamı anlatırsam, böylesine malumu ilam eden bir klişeyle yazıma başlama ihtiyacı duyma tercihime belki hak verirsiniz.

Rüyalarımda (Bunlara rahatlıkla kâbus da denebilir ama hemen hepsi böyle olunca şahsen rüyasız kalmamak için ben bu gördüklerime rüya demeyi tercih edeceğim..) çoğunlukla acı çekerim, kolayca yapılacak bir şeyin illâki beni zorlayan versiyonunu denerim, zorluk yoksa yaratırım, yoluma türlü engeller çıkarırım, zorlanırım, nefessiz kalırım, resmen biterim..
İşte “rüyam” dediğim şeyler genelde bu minval üzre başlar ve biter.
Bu sabaha karşı gördüğümün de bunlardan farkı yoktu ama oldukça renkli sayılırdı hatta hoşuma gidecek sahneler dahi barındırıyordu.