bildirgec.org

ankara hakkında tüm yazılar

Sorun yok

ilterisk | 07 June 2011 12:48

Devletimiz herşeyi bizim iyiliğimiz için yapıyor.

Bize yapmayın dediler, etmeyin dediler, laf dinledik mi?

Hayır…

Limit koydular, sansür koydular, içki yaşını yükselttiler, laf dinledik mi?

Hayır…

Ankarada Ne Yapmalı ?

ZKUD | 09 February 2011 12:01

Bu soruyu çok çeşitlendiremedik(arkadaşlarla), sizlerinde bir görüşünüzü alalım diye düşündüm. Yaptıklarımızı şöyle bir sıralayayım hemen size:

Ankara
Ankara

-Estergon Kalesine gittik.
-Teleferiğe bindik.
-AVM’leri gezdik.
-Mavigölde vs. bulduğumuz her yeşillikte mangal yaktık zaman farketmeksizin.
-İçki içip , sohbet ettik.
-Yeni açılan akvaryuma gittik.
-Playstation,internet cafelerden gezmediğimiz kalmadı. Adres tarif ederken onları baz alarak ediyoruz hatta :))
-Konserlere gittik

Donup kaldık… (Bu olay dün saat 14.00’de Ankara’da Tunalı Hilmi Caddesinde yaşandı)

hayalicindegecti | 19 October 2010 09:31

Uzun süredir görmediğim bir arkadaşımla dün Tunalı Hilmi Caddesinde (*) buluştuk, sonra, öğlen kalabalığının arasına karışıp yürüyerek, bir restorana gittik. Arkadaşım sigara içer (oysa önemli bir rahatsızlık geçirdi, yani yaşam ona bir şans daha tanıdı, ne mutlu… Keşke sigarayı bırakabilse!) o yüzden kaldırım kenarındaki bir masaya oturduk, garson geldi, menüleri elimizden alırken:

-Seçebildiniz mi?
-Evet, birer tavuk şnitzel alacağız, yanında ne veriyorsunuz?
-Patates kızartması efendim.
-Hardal da getirin.

KISA KES FİLM YARIŞMASI GALA GECESİ!

kisakes | 02 June 2010 09:54

Ted Ankara Koleji‘nin ilkini düzenlemiş olduğu Kısa Kes Film Yarışması‘nın ödül töreni 28 Mayıs 2010 Cuma günü Ted Ankara Koleji İncek Kampüsü’nde düzenlendi.

Yarışmada yer alan 43 filmin yönetmenleri ve oyuncuları galaya katılırken, yarışma jurisinde yer alan Mustafa ALTIOKLAR, Beren SAAT, Selçuk YÖNTEM, Zerrin TEKİNDOR ve Nehir ERDOĞAN da galadaki yerlerini aldılar. Öğrencilerin hazırlamış olduğu yarışmanın koordinatör ekibinde Merve KARAMANOĞLU (Proje Sorumlusu Asistani), Zübeyde Nur ARGUN (İletişim Sorumlusu), Hazal ÖZTEKİN (Basın-Yayın Sorumlusu), Deniz Yalçın (Sunucu), İdil ÜNSAL(İletişim Sorumlusu) ve Melisa EKİCİ(Dekorasyon-Tasarım Sorumlusu) yer almaktaydı, ekibin başında ise Mustafa ALTIOKLAR‘ın kızı Arya Su ALTIOKLAR vardı. Koordinatör ekibi sırasıyla yarışmanın oluşum sürecini anlattı.

Lise öğrencisi olan Barış Türkeri ekibi ile kendi bestesi olan “Gelibolu’ya Ağıt” adlı enstumantal parçasını seslendirmesinin bitiminde ödül törenine geçildi.

Sekiz silindirli 66 Buick ve yaşamımızdan yitip gidenler

hayalicindegecti | 25 May 2010 09:46

Kimdi o komşular? Nereye gittiler? Oğullarının ismi Gürbüz müydü? Hani şu yan taraftaki Saadet Apartmanının sokağa bakan birinci katında otururlardı, evlerinin balkonunu çepeçevre saran mor salkımlı evde. Nisanda mı Mayısta mı açardı mor salkımlar? Ortalık nasıl bir yağlıboya resim şölenine dönüşürdü?
İlk taşındıklarında onlara “mahalleye hoşgeldiniz” demeye gitmiştik annemle. Evin hanımı Gönül Duyar biz pırıl pırıl temizlenmiş, limon çiçeği kolonyası kokan salonda misafir etmişti. Evleri iki oda bir salondu, pardon salon salomanje… Duvarda, Saatli Maarif Takviminin hemen yanında duran saatin sarkacıyla, uzayıp giden kurma zincirinin ucundaki siyah abanoz kozalaklar nasıl da hoşuma gitmişti. Yakınına gidip, ayaklarımın ucunda yükselerek incelemiştim saati:
Tik tak, tik tak…” sesleri arasında yelkovan ilerliyordu, birden üstteki minik pencere açılmış ve mavi minik kuş çıkıp “guguk guguk” diye dört kez öterek saatin 16.00 olduğunu haber vermişti. Hiç beklemediğim için irkilmiştim kuşun hareketinden.
Kolonya ikram edilmişti anneme ve halama, benimse başıma döküvermişti damlaları Gönül Teyze. Bunu hep yaparlardı zaten, bir keresinde bir damlası gözüme kaçmıştı da nasıl canımı yakmıştı kolonya.
Sonra bizleri beyaz Amerikandan (*) kolalı örtü serilmiş masaya buyur etmişlerdi. Peçeteyi boynuma iliştirmişlerdi. Kuzineden yeni çıkmış, mis gibi kokan bademli kurabiyeleri, iki şekerli “paşa çayıma” batıra batıra yemiştim. Hala damağımda hissettiğim o lezzet ne muhteşemdi öyle. Ya kayık tabaklardaki çıtır çıtır susamlı simitler, beyaz peynir ve çilek reçeli hele…
Sonra köşedeki divana oturmuş, hele elime bir cilt “Çocuk Haftası” (**) verilince nasıl kopmuştum dünyadan, hanımların sohbetinden:

Peki ya taksiyle?

kirpit | 11 May 2010 17:16

Taksiyle.com
Taksiyle.com

Google’ın haritalar hizmetini mutlaka kullanmışsınızdır. Dünya haritasını sağa sola çekiştirmenin temelde birkaç nedeni olabilir. Merak ettiğin bir yeri keşfetmek, nasıl gideceğini bulmak, rota belirlemek, mesafe ölçmek, kimi zaman dünya turu yaptığını zannederek vakit geçirmek vb. Ancak bazen şehir yaşamında tecrübe edinmiş pek çok kişi gibi şehir içi mesafe ve/veya rota belirlemenin yanında, çıkan sonuçları taksi hesabıyla birleştirmek ileri düzeyde olasılık hesapları, şehir tecrübesi gerektirebilmekte.

Taksiyle.com, bu açığı çok iyi görmüş, adından da anlaşılacağı üzere “taksiyle?” sorusuna cevap verebilmek için yapılmış bir başka başarılı fikrin amatör ruhla uyarlanmış hali. Kendi kısa tanımıyla; “İki nokta arası mesafe hesaplama ve taksi ücreti tahmini“.

Gözlem

admin | 21 January 2010 22:51

kendiliğinden oluşan ya da bilinçli olarak hazırlanan olayları, belirdikleri sırada sistemli ve amaçlı bir biçimde inceleyerek bilgi toplama yöntemidir. Bir mezhebe mensup insanların dini törelerini incelemek için bilgi toplayan bir araştırmacı, o mezhebe mensup insanların dini ayinlerine katılarak ya da bu ayinleri izleyerek bilgi toplayabilir.

Gözlem yoluyla toplanan bilgilerin güvenilirliği iki koşula bağlıdır. Birinci koşul, gözlemin özneler üstü olma koşuludur. Bu, bir gözlemcinin aynı olayı farklı yer ve zamanlarda izlemesi durumunda aynı sonuçları çıkarması gerektiği anlamına gelir. İkinci koşul, gözlemin özneler arası olması koşuludur. Bu, aynı olayı inceleyen iki farklı gözlemcinin aynı olaydan aynı sonuçları çıkarmasını ifade eder. Gözlemi yapanın kendi içe bakışı ile hangi peşin hükümlerin ve taraf tutan düşüncelerin kendisini tarafsız hareket etmekten alıkoyduğunu ve ilgisiz alanlara yönelttiğini anlamaya çalışmalıdır. Gözlemcinin tarafsızlığını yitirmesi, araştırma sonuçlanın tartışır hale getirir. Araştırmacının tarafsızlığını koruması, her zaman başarılabilecek kolay bir iş değildir. Bu nedenle, gözlemci, gözlemlerini zaman zaman konu hakkında bilgisi olanlarla tartışmalıdır. Böylece taraflı olarak elde ettiği bilgileri, yeniden düzenleme olanağı elde edebilir.

Prof. Dr. İlber Ortaylı

24black mamba24 | 18 January 2010 15:16


İlber Ortaylı

1947 yılında Avusturya‘nın Bregenz kentinde doğdu. Kırım Tatarı bir ailenin çoçuğu olan İlber Ortaylı, ilk ve orta öğretiminin büyük bir bölümünü Ankara’da tamamladı.

Lise öğrenimini ise 1965 yılında Atatürk Lisesi‘nden mezun olarak tamamladı. Üniversite öğrenimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi ve Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi – Tarih bölümünü başarı ile bitirdi. Viyana Üviversitesi‘nde Slavistik ve Orientalistik bölümünü okudu.

Yirmi Liranın Arka Yüzü: Mimar Kemaleddin

vivian darkbloom | 21 December 2009 11:25

İsviçre frangının üzerinde Le Corbusier‘nin resminin oluşu Türk mimarlar tarafından şaşkınlıkla karışık bir hayranlıkla karşılanır. Ülkemizde mimarlara pek değer verilmediği, hala ne iş yaptıklarının anlaşılamadığı savı büyük ölçüde doğrudur. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı‘nın ne hususta çalıştığı kimilerince hala bir muammadır. Yirmi Türk Lirasının arkasında Mimar Kemaleddin’in resmini görüp “Bu adam da kim?” diyen vatandaşlarımızı da bu gibi sebeplerden ötürü anlayışla karşılamak gerekir. Mimar Kemaleddin’e Türk Le Corbusier’si demek biraz aşırıya kaçmak olsa da kendisinin -Dünya için bile tarihi bir değişim dönemine rastlayan yaşamı da göz önünde bulundurularak- Türk mimarisine-Türk Mimarisi diye bir kavramın oluşması da dahil olmak üzere-katkıları yadsınamaz.


Yirmi TL Üzerinde Mimar Kemaleddin Portresi ve Gazi Ünivesirtesi Rektörlük Binası

Mimar Kemaleddin Bey
Mimar Kemaleddin Bey
(1870-1927)

Kemaleddin Bey 1870 senesinde bir bahariye subayının tek çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya gelir. İlkokulu burada okuduktan sonra babasının görevi sebebiyle Girit’e gitmek durumunda kalır, orada Fransızca ve Arapça derslerine başlayıp, İstanbul’a dönünce de bu iki dili oldukça ilerletir. Liseden sonra mühendislik bilimlerine ilgi duyduğu için kaydolduğu Hendese-i Mülkiye Mektebi‘ni (İstanbul Teknik Üniversitesi) birincilikle tamamladıktan sonra, burada öğretim görevlisi olan Alman mimar August Jachmund‘a asistan olarak atanır. Osmanlı mimarisini incelemek için İstanbul’da bulunan Jachmund, Kemaleddin Bey’in öğrenci olduğu yıllarda Sirkeci Garı’nın tasarımında görevlidir. Kemaleddin Bey de bu oryantalist üsluptan etkilenir, bu etkinin izlerini sonraki yıllarda tasarladığı Edirne Garı gibi yapıtlarına da yansıtır.

Hendese-i Mülkiye’deki görevini dört yıl boyunca sürdüren Kemaleddin Bey bir yandan da açtığı özel bürosunda İstanbul’un çeşitli yerlerine inşa edilen köşk ve konakların tasarımını yapar. Jachmund’un da teşvikiyle aldığı devlet bursuyla mimarlık eğitimi için Berlin’e, Charlottenburg Technische Hochschule’ye (Charlottenburg Teknik Yüksekokulu, günümüz Berlin Teknik Üniversitesi) gönderilir.

329. K.D. (Kısa Dönem) – Etimesgut – Ankara

mentor | 02 December 2009 22:47

Uzun süredir yazmıyorum. Aslında yazamıyorum. Çünkü 12 Ağustos 2009’dan beri askerim. 329. K.D. (Kısa Dönem) olarak askerliğimi Ankara Etimesgut’ta yapmaktayım. Şimdi kısaca 331. K.D.’lere yardımcı olması için kısaca askerlik ile ilgili birkaç şey yazacağım.

Öncelikle Sınav gününden başlayayım. Çok detaylı olarak anlatmıyorum. İnşallah askerliğim bittikten sonra benden sonraki dönemlerin ihtiyacı olabilecek bir çok yazıyı bildirgeç günlüğe yazacağım.

Kısa dönem sınav günü: Ben sınava balıkesir’de girdim. Kapıdan girerken elinize bir fiş veriyorlar. Fişte yazan sıraya göre gelen otobüslere biniyorsunuz. Otobüsler sizi sınav yapılacak binaya götürüyorlar. Sınav bitiminde de aynı otobüsler ile tümen çıkışına geliyorsunuz. sınavın yapılacağı yere geldiğinizde önce bazı formlar doldurmanız gerekiyor. (izin kağıdı vs.) Sınav günü siyah tükenmez kaleme ihtiyacınız olacak sakın almayı unutmayın. formları doldurduktan sonra sınav salonuna geçiyorsunuz. sınav ile ilgili detaya girmiyorum. mantığa dayalı sorulardan oluşan basit bir sınav. sınav sonrası yine bir salona geçiyorsunuz. burada izin kağıtlarınız dağıtılıyor. mehmetçik vakfından gelen bir kişi sizi sigorta yapıyor. bu sigortayı yaptırmak zorundasınız. ya sınav olduğunuz yerde ya da askerliği yapmak üzere gittiğiniz yerde yaptırmanız gerekiyor. (ben balıkesirde yaptırmıştım. sanırım 15 TL ödemiştim.) bunlardan sonra yine otobüslere binip tümen çıkışına gidiyorsunuz. Sınav bu kadar. Eğer öğle vaktine denk gelirseniz bir de yemek veriliyor.