bildirgec.org

aile hakkında tüm yazılar

Robot & Frank

emsvizyon | 05 July 2012 14:46


Arkadaşlığın “kapat butonu” yoktur…

Emekliye ayrılmış ve artık evlatları tarafından “yalnız yaşayamaz, huzur evine koyalım” diye düşünülen frank’e oğlu farklı bir fikir ile gelir. Babasına arkadaşlık etmek, ev işlerinde yardımcı olmak için bir insansı robot hediye eder.

yönetmenliğini Jake Schreier’in yaptığı komedi, drama ve bilim-kurgu türündeki film yakın gelecekte geçiyor.

başrollerinde: Frank Langella, James Marsden, Liv Tyler, Peter Sarsgaard, Jeremy Sisto, Jeremy Strong, Susan Sarandon bulunan Robot & Frank filmini merakla beklemekteyim 🙂

Falling skies 2. sezon sneak peek!

emsvizyon | 12 April 2012 03:41

efenim;
uzaylıların dünyayı istilası üzerine kurulmuş olan, başrolünü noah wyle’ın oynadığı dizimiz falling skies, 2. sezonuna merhaba dedirtmeden önce 3 dakikalık güzel bir video hazırlamış. ilk sezonundaki aile draması dozuyla çoğu zaman bayan falling skies, yine de izleniyordu. ancak bu yeni sezon öttürecek gibi 😉

( bilmeyen varsa ) TNT yapımı falling skies; national geographic’te felaket anları kurguları yapılıyor hani, işte o kurgulardan uzaylı istilasını konu alan bölüm gibi bir dizi, ondan az daha efektli ve aile dramı bol olanı. hatta isteyen olursa dizinin sonunu da söylerim :))

TÖRE İNTİKAMI

witamin | 08 August 2011 17:04

Buralarda töre cinayetlerini televizyondaki haberlerden duyarız biz.Tüh tüh,vah vah…Bizde töre cinayeti olmaz. Bizde töre intikamı vardır. Ve intikam buralarda her zaman sıcak tutulması gereken bir büyük lokmadır.

Kocaya kaçan kızlardan bahsediyorum. Kaçan kız lanetlidir burada. 60 yaşına gelmiş bile olsa, ne zaman eskilerden birileriyle iki lafın belini kırmaya çalışsa, “hani sen kaçmıştın ya çok beddua etmişti anan,çok ağlamıştı” diyerek kolunu kanadını kırarlar kaçan kızın. Kimsenin niyeti öldürmek değil. Niyet; eski günleri yad etmek.

Daha Büyük Bir Aile Olanlara

ercans | 17 June 2011 20:48

Bebek bekleyen veya düşünen aileleri zorlu bir süreç bekliyor. Bu sürecin zorluluğu kadar güzel yanları da var tabii.

Aileler için bu süreçte, zor olan bir noktada bebeğe isim bulmak. İsmin anlamı, kökeni, cinsiyeti çok önemlidir. Çocuğa sık kullanılanlara eklenmiş ama anlamı garip olan bir isim de konabilir.

İnternet dünyasında bu işi yapan bir çok site zaten var ama bu siteler içinde eksik gördüğüm bir yanı kapatan bir site buldum. Belirlediğim isimler için bir anket hazırlayıp arkadaşlarıma sunarak onların fikirlerini alabileceğim, karşılıklı fikirlerimiz paylaşabileceğimiz, arkadaşlarımın görmesi için fotoğraf ekleyebileceğim bir site; www.isimbak.com.

isimbak.com
isimbak.com

Günümüz dizileri neyi amaçlıyor?

bithikotsis | 21 April 2011 11:01

Yeni çağın vazgeçilmez kullanıcısı olduğumuz aygıtı televizyonun da vazgeçilmez, kendine bağladığı bir yayın türü olan diziler ve amaçlarından bahsedeceğiz sizlere.

Son zamanlarda reyting rekorlarına rekor katan, halkı televizyona kilitleyen diziler aldı başını gidiyor. Bu kadar reytingi almasının sebebi seyircide ”acaba sonra ne olacak” merakı uyandırması. Zaten bu yüzden bu yayınlar dizi adını taşıyor.

Peki nedi bu dizilerin amacı? Halkı galeyana getirmek mi? Halkı mutlu kılmak ya da üzmek mi?

Temiz ve masum bir ümidi yok etmek…

bithikotsis | 10 April 2011 07:00

Adı Gonca’ydı. Doğu Anadolu’nun kıraç bir köyünde sekiz yaşında bir kızcağızdı. Altı kardeştiler. Gonca en büyüğünden bir ufak olandı.
Okumaya çok meraklıydı. Köyde imkan bulamaz, posta dağıtan amcanın arabasına abisi ile gider kasabadaki kütüphanede okur, okur okurdu. Renkli ansiklopedilere hayrandı. Ona göre hayat o ansiklopedilerde yazanlar resmedilenlerdi.

Gonca’nın ailesi cahildi. Babası düşük maaşa tarlada çalışır ev geçindirirdi. Anası temizliklere gider üç beş para kazanırdı. Ailede okuyan yoktu. Ya ablaları evlenip gitmiş ya da başka yerde karın tokluğuna çalışıyordu. İki abisi vardı Gonca’nın, biri şehit düşmüştü.

Yedek anahtar kapının yanında,yerde…

admin | 20 March 2011 09:35

Madem uyandın artık gitmem, dedi…

Canım annem. İyiki varsın. Sen olmasan’la başlayan bir tek cümleyi kurmak yüreğimi paramparça etmeye yetiyor.Bugün ilk defa evdeyim. İlk defa yapılacak onca şey var diye düşünmedim. Hazırlamam gereken dosyaya bakmadım bile. Madem haftasonu, arkadaşlarla sahil manzarası eşliğinde, yurtdışındaki en aziz dostum olan türk kahvesini yudumlarım diye hayal dahi etmedim… Hastaydım ve yataktan çıkmam uzun sürdü.
Aaaaa uyandın mı? diye sordu gülyüzlüm. Yemekmi yemek istersin önce, bir bardak sıcak çay mı?
-Bende Nazan’a gidiyordum nerdeyse. Dışarda karşılaştık. Çaya davet etti. Madem uyandın, gitmiyorum. Karşılıklı içeriz…
Gülümsedim. Meğer ne kadar çok yalnız bırakıyormuşum seni, diye geçirdim içimden.
-Hayır anneciğim. Tabiki gidiyorsun. Zaten hep evdesin. Gitte iki çift lafın belini kırın. Hem sonra akşamki tiyatro oyunu için iki bilet var çantamda. Birlikte izleriz,başbaşa (göz atıyorum)
Gülümsüyoruz…

Engelliyim Ben

akbelen79 | 03 March 2011 17:56

Engelli olmak onların elinde olan birşey değildi belki. Bu yazımızda bir gruptan bahsedeceğim. Toplumun neredeyse yüzde oniki-onüç oranında bir sayıdadır bu grup.Ailenin yanlış oluşturulması ve toplumda olan bilgisizliğin sonucu sakat doğan veya sonradan sakatlanan bireylerin olduğu gruptur Engelliler Grubu. Devletin temel görevleri milletin refahını ,sağlığını,bağımsızlığını, ve huzurunu sağlamak olduğu için bu grup devlet tarafından bakılacak veya geliştirilip topluma kazandırılacak bir gruptur.
Devlet daireleri başta olmak üzere özel sektörde destek veren bir çok işyeri vardır bu gruba. Devlet günlük yaşamını idame ettirecek kadar bakması ve ailesi varsa onunla refah içinde yaşamasını temmin görevi vardır. Çalışabilir engellilerimize iş imkanı ve ailesiyle kimseye muhtaç olmadan yaşamasına yardımcı olur. Devletin yönetilmesi için kanunlar ve bunların uygulanması sonucunda gerçekleşir. Neredeyse kaydı olmayan engellilerimizle beraber engelli sayımız ülke nüfusunun 1/4 oluşturuyor.
Bu yazıyı okuyan insanlar için bu yazı hiçbirşey ifade etmiyor belki. Ama engelli arkadaşlarım beni çok iyi anlıyor. Biraz bilinçli olmalı ve engelliler için uğraşan derneklere ,vakıflara, destekleyen kuruluşlara yardımcı olmalıyız. Gerekirse bizim gibi görev almalı ve topluma bir pencere açıp oradan seslenmeli. saygılarımla

BENİM AİLEM BİR OTOBÜS…

Aret Can Bal | 01 March 2011 23:48

Benim ailem bir otobüs. İçinde binbir çeşit insan var. Farklı inançlar, farklı bakış açıları, farklı yaşta insanlar. Sanki bu otobüsün bir şoförü ve bu otobüsü yıllarca durmaksızın, uyumaksızın kullanıyor. Aynı zamanda muavinin de işini yapıyor.Bu otobüs tıkış tıkış değil. Herhalde çok uğrak yerlere gitmiyor. Otobüste herkes köşesine çekilmiş, kulaklığını takmış kendi müziğini ve iç sesini dinliyor. Bu otobüs en fazla üçüncü , bilemedin dördüncü vitesle gidiyor. Vitesi beşe atacak cesareti yok. Belki de şoför korkuyor kaza yapmaktan. Belki sırf bu korku yüzünden ancak otobüs şoförü olabilmiş, bu yüzden spor araba kullanamıyor.Bu otobüsün lastikleri yaz kış zincirli. Şoförün bir ayağı da hep frende. Yolcular “Hadi kardeşim acelemiz var , herkesin işi gücü var ,beceremeyeceksen biz kullanalım” diyor ama şoför kendini kabinine kilitlemiş. Çıkmak istiyor ama artık istese de çıkamıyor. Anahtarları yutmuş , kendi içinde tutsak etmiş.

Kapının Ardında

mavilikler | 21 February 2011 16:15

Kahvaltı masası hiç bu kadar sessiz olmamıştı. Çay kaşıkları bu kadar gürültüyle şıngırdamamıştı hiç bardaklarda.
Her ses, her kıpırtıda daha da büyüyordu sanki masadaki iki genç kızın sessizliği.

“Emre, şekeri uzatır mısın?” Şekeri uzatırken ablasına bir bakış fırlattı Emre, “Neler oluyor?” dercesine.

Diğer abla onlarla ilgilenmiyor görünse de aslında en küçük detayına kadar farkındaydı herşeyin. Kız kardeşine duyduğu kırgınlık, onun olduğu her yeri de ondan bir parça yapıyordu sanki… Çevresindeki herşeyi onun kadar göze çarpar bir görünüme bürüyordu.