bildirgec.org

adet hakkında tüm yazılar

Fincan değil o reçellik.

hurie | 29 November 2010 10:49

Son günlerde bir türlü anlayamadığım bir konu var zihnimi kurcalayan.Osmanlı Devletinde reçelin önemini bilenleriniz vardır, bilmeyenleriniz vardır.Ben kısaca bahsedeyim.

Osmanlı’nın lüks ve vazgeçilmez yiyeceği reçelmiş.Mutfağın bir bölümü reçel yapımı için ayrılmış ve burada gece gündüz reçel yapılırmış.Sadece gül ve bazı meyveler değil hemen hemen herşeyin reçeli yapılırmış.Patlıcan, yeşil limon, kavun, karpuz, badem, fındık, erguvan çiçeği, nilüfer çiçeği…Uzayıp gidiyor.Çeşidin bol olması yetmezmiş gibi reçellik ürünlerin yetiştirilmesi için özel bahçeler tahsis edilirmiş.Reçellerin sultanı olarak bilinen gül reçeli için edirne sarayının bahçesinde sırf reçellik güller yetiştirilirmiş.İşin bir diğer ilginç yanı, reçel yapmayı bilmeyen kadınların halk arasında ayıplanması.Çarşıdan reçel alan kadının namussuzcasına hor görülmesi.Durum o derece ciddi yani.

kendini kadın yerine koy

taha3045 | 05 September 2009 13:47

Kadınlar veya erkekler hakkında sürekli atıp tutan bir toplumuz gerçi bu tüm dünyada var olan birşey, herkes sürekli karşı cins için atıp tutar ama kendini asla onun yerine koyan olmaz. Ben kendi adıma ilk yazımda erkegin kendini kadın yerine koymasını işlemek isterim.

Adet oldugumuzu düşünebiliriz mesela önce, en ufak birşeye moralimiz bozuldugunda esip gürlemeyi, kimsenin üstümüze gelmemesini istemeyi bilen erkekler adet sendromlarını yaşasa kimbilir neler yaparlardı. Bunu ne kadar bilseler de, okusalar,öğrenseler de sanırım asla adet zamanı bir kadının ruhsal gerginligini, stresini anlayamazlar, asla sen bugün belki biraz daha yorgun hissedersin biraz daha anlayışlı olayım demezler, ne kadar duyarlı da olsalar bir kadının çektigi regl sancısına gerektigi kadar yaklaşmazlar.Oysa ki işine, ev ihtiyaçlarına en sancılı zamanlarında, adet depresyonlarına bile devam eden kadınlara nispeten erkekler o tarz bir agrı çekse sanırım birkaç gün rapor alıp evde yatarlar. O yüzden bu dönemdeki kadınlara az daha sabır ve anlayış bence güzel sonuçlar getirir. Hatta en etkili çözüm ayda birkaç gün erkeklerin de eşleriyle birlikte ped kullanarak bu sıcaklarda neler hissetiklerini anlamalarını isterim.

Hamile bir kadın yerine koysa kendini yine anlayamaz çocuk taşımak, onun vücuda getirdigi değişiklikleri bilmek imkansız ancak vücudunda ve ruh saglıgında meydana gelen değişiklere saygı duyup ,onunla birlikte onları yaşamak zor değil. Öyle ya sen seks yaptın çocuk yapma kısmındaki görevin bir sürelik zevkle birlikte bitti. EEyapmın kalan aşaması ne olacak kenara çekilmek olur mu? hatta o bulantıları birebir erkeğin de yaşayıp kadının kıymetini anlaması için mide bulandırıcı ampüller enjekte ettirilmesinin kural haline getirilmesinden yanayım. Karısı kusarken o da geri kalmasın, hatta aynı yere karşılıklı kussunlar daha eglenceli olur. Bir baba adayı günde 5 litre su içsin hatta bunu ona zorla yaptıracak bir görevli olsun ki dakika başı idrara çıkmanın hamileligin bir parçası oldugunu anlasın. Kadın hamileligin ileriki dönemindeki uykusuzlugunda sessizce yatakta dönüp duracagına yanındaki mışıl babayı dürterek: hayatım seninde bu duyguyu tatmanı istedim, bak benimle birlikte sende uyuma çocuk bunu hisseder” türünden cümleler kullanarak ” ulan yok öyle yağma, zıbarıp yatıyorsun ben burada kıvranıyorum ona öyle demezler kalk bakalım” demek isteyebilir.

Hamileliğin 1. ayında anne karnındaki bebek nasıl olur?

fReewave | 08 May 2009 17:46

Hamileliğin 1. ayı yani ilk 4 haftası, henüz adet gecikmesi yeni yeni olmuştur. Anne adayının birkaç gün adeti gecikmiştir. Birey zaten gebelik testinin yapmış ve pozitif çıkmıştır. Gebelik testi idrarla ve kanla yapılabiliyor. Ama tavsiye edilen yöntem idrarla yapılandır, çünkü kanla yapılanda hem kan alınması gerektiriyor, hem de idrara göre daha zahmetli oluyor. İdrarla yapılan testte adet gecikmesi olduktan 3-4 gün sonra pozitif sonuç vermeye başlar.

İdrarla yapılan testte pozitif çıktıktan sonra, ana rahminde ki bebek henüz daha milimetreden bile daha ufak bir pozisyondadır. Daha yeni hücresel farklılaşma oluşmuştur, yani birkaç hücreden ibarettir ve organ farklılaşması daha yeni yeni başlamıştır. Yani henüz anarahmine yeni düşmüş spermle yumurta hücresi döllendikten sonra tek bir hücre haline geliyor. Sonrasında ise 2,4,8,16,32,64 şeklinde ki embriyo aşamasının en erken dönemindedir.

Anne adayı ise adet gecikmesi olması ile hamileliğinin henüz daha yeni farkında olmaktadır bu 1. ay döneminde.

Kotex Young

nzright | 24 February 2009 10:09

Genç kızlara özel tasarımıyla kendini “tam genç kızlara göre” olarak tanımlayan Kotex Young hazırladığı websitesi ile de gençlere regl dönemleri hakkında bilgiler ve püf noktaları veriyor. Site dergi olarak tasarlanmış, okuduktan sonra ilerlemek için sayfaları çevirmek yeterli. Ergenlik döneminde değişen vücudunuz hakkında soru ve cevaplara da yer veren dergide bir de regl takvimi bulunuyor.

şarkı indirmeyi sevenlere müjde – 25 milyon adet bedava şarkı

admin | 30 December 2008 10:25

Yepyeni bir dijital servis olan Qtrax 29 Ocak tarihinde internet dünyasına merhaba diyor. Tam 25 milyon adet şarkı arasından dilediğinizi indirebileceksiniz hemde tamamen bedava, yanlış okumadınız, 25 milyon şarkı tamamen ücretsiz hemde legal. Siteye buradan ulaşabilirsiniz.
Qtrax sistemine eklenmiş şarkılar dijital hakları alınmış şarkılar, firma hangi şarkı kaç kere indirilmiş ve kaç kere dinlenmiş takip edecek.

Dilediğiniz Şarkıyı İndirin
Dilediğiniz Şarkıyı İndirin

Bu sistemi kullanmak için bilgisayarımıza özel bir program yüklememiz gerekeck. Bir kere indirdiğimiz şarkı tamamen bizim olacak, yani kaçak indirilmiş bir şarkı olmayacak.

Başlıklarda rakam

UVERCANKi | 14 October 2008 11:26

Bildirgeç’te neden başlıklar hep “şu kadar şu, bu kadar bundan, xxx adet xxx” şeklinde oluyor?

An itibariyle anasayfada olanlar: 21Yeni WEB Servisi, web tasarımcılar için kullanışlı 27adet adobe air uygulaması, Youtube’da 15Harika Webmaster Videosu, 72Piksel İkon, Bir çift ‘sulu göz’ çizmek için…

Nerde O Eski Bayramlar ?

Ertugrul1986 | 29 September 2008 13:07

Bu sözü söyleyebilecek yaşta değilim ama yine de yaşadığım bayramlar günden güne eriyor.Peki neydi arada ki fark ? Bayram Namazı,Akraba Ziyaretleri,Gelen Misafirlere şeker dağıtma,Hep beraber yapılan kahvaltılar,Şeker ve Bayram Harçlığı için kapınıza gelen çocuklar,Elinizi öptüğünde bayram harçlığı verdiğiniz çocuklar…Ben bunları hala görüyorum diyebilirsiniz.Yalnız şöyle bir 3-5 sene öncesi ile karşılaştığınızda bunların yarı yarıya indiğini göreceksiniz.Şöyle bir aklımızda canlandıralım.Ben Bayram Namazlarına gittiğimde bırakın içeride yer bulamamayı dışarıda kılmak için altımıza serecek sedir bulamazdım.Yağmurlu olduğu halde o soğukta montumu çıkartıp seccade niyetine kullanırdım.Çoğu kişi yapardı bunu.Şimdi göreniniz var mı ? Camilerde çok rahat yer bulmak mümkün. Yine 3-5 sene önce ziyarete giderdik büyüklerimizin yanına herşey o kadar değişti ki önce büyüklerimiz büyük olduğunu unuttu bizde ziyaret edecek büyümüğüz yok dedik oturtuk.Az çok vardır yine gittiğimiz yerler ama eskiye göre oranla bunu görebileniniz var mı ? Gelen Misafirlerimize şeker ikram edip kolonya dökerdik ellerine şimdi ise bi sehpanın üzerinde duruyor istersen al teklif var ısrar yok usulü…Hep beraber kahvaltılar yapardık toplanıp bu adetimiz diğerlerine göre durumu daha iyi..1 yada 2 kişi eksik olur ama yinede tehlikede…Ya kapınıza gelen çocuklar onlar eskisi kadar sık geliyor mu ? Niye gelsin ki önceden en azından 2 şeker verilirdi şimdi ise kapılar hiç açılmıyor…Elinizi öpen çocuklara hala harçlık veriyormusunuz.Kısmen evet.Bu adetimizde diğerlerine göre iyi…Ama yinede tehlikede.Gördüğünüz gibi bunları kafamızda canlandırdığımızda soruyormuyuz adetlerimiz mi değişti yoks biz mi ? Bir Reklam filminde ” Nerde o eski bayramlar şimdikiler çok daha iyi ” denilmesi gibi.Kimi kandırıyoruz ? Sadece kendimizi……

Bayan olmak ne zormuş ya!!!…

BAYEMRE | 10 August 2008 12:55

Geçenlerde otobüsle yolculuk ederken yaşadığım bir olay beni öyle etkiledi ki. Kaç gündür aklımdan çıkmıyor ve hatırladıkça da bayanlar için üzülüyorum.
Otobüste oturan hanım mı hanım kibar mı kibar bir genç kız vardı. Gözleri camdan dışarı bakıyordu ama düşüncesi daha da uzağı görüyor gibi dalgındı. Ne sıkıntısı var acaba diye düşünürken bir an onu süzdüğümü fark edip hemen kendimi toparladım. Kaçamak bakışlarla bakıyordum o hep uzağa dalmış otobüsün içindeki gürültülerle bile ilgilenmiyordu. Sıkıntısı var gibiydi bende o yüzden bakıyordum çünkü onun bu sıkıntılı halini hissetmiş ve üzülmüştüm.
İneceği durağa geldiğinde oturduğu tekli koltuktan kalktı. Çantasını omzuna taktı, ayağa kalkıp az önce oturduğu koltuğa baktı.
Birden ağlamaya başladı. Çantasından peçete arayıp çıkardı utanarak silmeye çalışıyordu. Peçetesini de gözyaşları ıslatıyordu. Koltuk kan içindeydi, kızın arka tarafı gibi…
Beklemediği bir anda “adet” görmüş olmanın tüm ezikliği ile ineceği durağı kaçırdı, koltuğu temizledi. Otobüsteki iki bayan ona peçete verip teselli etmeye çalıştı. Yaşlı bayanın şu sözleri aklıma takıldı;