bildirgec.org

actress hakkında tüm yazılar

Marlene Dietrich

queennothing | 27 June 2011 11:39

1898 senesinde dünyaevine giren Louis Erich Otto Dietrich ile Wilhelmina Elisabeth Josephine Felsing’in 1900’de dünyaya getirdikleri Elisabeth’ten sonra 1901’de doğan Marie Magdalene Dietrich, Almanya’da çıkmış en başarılı, en yetenekli ve en güzel kadın oyunculardan biridir. 1920’li yıllarda kabare şarkıcılığı yapan Marlene, 1930’lar, ’40’lar ve ’50’lerin sinema filmlerinde aranan aktris olmuştur.

27 Aralık 1901 tarihinde Almanya’nın başkenti Berlin, Schöneberg’de dünyaya gelen Marlene Dietrich, 10 yaşına geldiğinde babasını yitirdi. Bu kayıptan 5 sene sonra sonra babasının iyi arkadaşı Eduard von Losch ile evlenen annesi, bu eşini de Birinci Dünya Savaşı’nda kaybetti. Altı yaşındayken hem ilkokul hem de liseyi içinde barındıran Auguste-Viktoria Kız Okulu’na giren Marlene, çello kursuna yazıldı. Tiyatro ve şiirle ilgilenen genç kız, 1919 senesinde “Im Schatten des Glücks” adlı bir filmde göründü. 1923 senesinde Napolyon’un yaşamını anlatan “So sind die Männer”de küçük rol alan Marlene, ilk gerçek işine Guido Thielscher’s Girl-Kabarett’te sahip oldu. Kabare şarkıcılığı yapmaya başlayan Marlene, Max Reinhardt’ın drama okulunda eğitim aldı. 1924 senesinde set asistanlığı yapan Rudolf Sieber ile dünyaevine giren genç kadın, sinema filmlerinde kısa roller alıyordu. Aynı sene ilk ve tek çocuğu Maria Elisabeth Sieber‘i (bildiğimiz adıyla Maria Riva) doğurdu. “Der Mönch von Santarem”, “Der Sprung ins Leben”, “Der Tänzer meiner Frau”, “Der Mensch am Wege” gibi filmlerde rol alan genç yıldız, 1926’da Lya De Putti ile birlikte “Manon Lescaut” adlı yapımda rol aldı. 1927 senesinde ülkemizde de gösterime giren “Madame wünscht keine Kinder” adlı yapımda rol alan Marlene, “Eine Dubarry von heute”, “Kopf hoch, Charly!”, “Sein größter Bluff”, “Der Juxbaron” ve “Café Elektric” gibi filmlerde rol aldı. 1928’de “Ich küsse Ihre Hand, Madame”, “Die Frau, nach der man sich sehnt”, “Das Schiff der verlorenen Menschen” gibi az duyulmuş yapımlarda oynayan Marlene, 1930 senesinde ilk büyük rolünü “The Blue Angel“de oynadı.

Elizabeth Taylor hayatını kaybetti

queennothing | 23 March 2011 19:25

Who’s Afraid of Virginia Woolf“, “Cat on a Hot Tin Roof” gibi yapımlarla gönüllere taht kuran menekşe gözlü aktris Elizabeth Taylor, 23 Mart 2011 Çarşamba günü hayatını kaybetti. 1932 senesinde dünyaya gelen, başından sekiz evlilik geçmiş olan Taylor’un ölüm nedeni ‘kalp yetmezliği’ olarak açıklandı. 79 yaşındaki Taylor’un ölümü, başta sinema camiası olmak üzere milyonlarca sanatsever ve biz Sinepil okuyucuları için büyük bir kayıp oldu.

Giulietta Masina

queennothing | 16 March 2011 13:14

‘Dişi Chaplin’ olarak anılan, İtalyan Sineması’nın gözbebeği Giulia Anna Masina, 22 Şubat 1921 tarihinde İtalya, Bologna şehrinde dünyaya geldi. Müzisyen bir baba (Gaetano) ile öğretmen bir annenin (Anna Flavia Pasqualin) ilk çocukları olan Giulietta (kardeşleri Eugenia, ve ikizler Mario ile Maria), çocukluğunun büyük bir kısmını Roma’daki teyzesinin yanında geçirdi. Keman çalan babasının yönlendirmesiyle müziğe, sonra da edebiyata ilgi duyan Giulietta, Hermanas Ursulinas’da eğitim aldıktan sonra Roma’da bulunan Sapienza Üniversitesi’nde edebiyat bölümü okudu. Şarkı söyleyip, dans edebilen genç yıldız, 1942 senesinde çıktığı Terzoglio adlı radyo programı ile sinema kariyerindeki ilk adımı atmış oldu. İtalyan Sineması’nın usta isimlerinden Federico Fellini ile tanışan Giu, 30 Ekim 1943 tarihinde yönetmenle dünyaevine girdi. İlk sinema filmi deneyimini “Paisà” adlı savaş yapımıyla edinen genç yıldız, 1948’de Fellini’nin senaristliğini yaptığı “Senza pietà” adlı yapımda rol aldı.

Kayıplarımız: Jane Russell ve Gary Winick

queennothing | 01 March 2011 13:42

Şubat ayı henüz bitmişken duyurulan iki vefat haberi, sinema dünyasını yasa boğdu. İlki, 27 Şubat akşamı kanserden kaybettiğimiz yönetmen Gary Winick. Anne Hathaway ve Kate Hudson’un birlikte rol aldıkları “Bride Wars” (Gelinlerin Savaşı), Amanda Seyfried ve Gael García Bernal’ın birlikte rol aldıkları “Letters to Juliet“, “Charlotte’s Web”, “13 Going on 30” gibi yapımların yönetmenliğini yapmış olan Winick, 44 yaşındaydı.

Diğer vefat haberimiz ise, 50’ler ve 60’ların gözde aktrislerinden Jane Russell. 27 Şubat günü kaybettiğimiz Russell, 89 yaşındaydı.

Anna Karina

queennothing | 01 March 2011 11:29

Kaptan bir baba ile konfeksiyoncu bir annenin kızları olarak 22 Eylül 1940 tarihinde Danimarka, Kopenhag’da dünyaya gelen Hanne Karin Blarke Bayer; bildiğimiz adıyla Anna Karina, Yeni Dalga öncülerinden Jean-Luc Godard‘ın vazgeçilmez oyuncusu ve bir dönemin ikonudur.
4 yaşına kadar büyükanne ve büyükbabasıyla kalan Anna, 9 yaşında annesiyle yaşamaya başladı. Sevgi ve ilgiden yoksun olarak büyüyen genç kız, 14 yaşındayken Danimarka yapımı bir kısa filmde (Ib Schedes’in çektiği) rol aldı. 17 yaşında Paris’e taşınan Anna, Pierre Cardin ve Coco Chanel ile tanıştı. Oyuncu olmak isteyen genç kız, ajanslara fotoğraflarını bırakmaya başladı ve 1960’ta şansı döndü. Eric Rohmer‘in kısa yapımı “Présentation ou Charlotte et son steak“ta rol alan Anna, “Petit Jour” ve feminist yönetmen Agnes Varda‘nın “Les fiancés du pont Mac Donald ou (Méfiez-vous des lunettes noires)” adlı kısasında rol aldıktan sonra Godard’ın “Une femme est une femme” (Kadın Kadındır) adlı yapımında rol aldı. Müzikal komedi türünde olan bu filmde ‘Angela’ karakterine can veren Anna, Fransız aktör Jean-Paul Belmondo ve Jean-Claude Brialy ile biirlikte rol aldı. Zamanla Godard’ın en başarılı yapımlarında rol alacak olan aktris, 3 Mart 1961 tarihinde yönetmen ile dünyaevine girdi.

Elizabeth Taylor

queennothing | 17 January 2011 16:20

İngiltere’de doğan Amerikan aktris Elizabeth Taylor, 27 Şubat 1932 tarihinde Francis Lenn Taylor (sanat galerisi sahibi) ile Sara Viola Warmbrodt’un (oyuncu) kızları olarak dünyaya geldi. Büyükannesi Elizabeth Mary Rosemond’un adını alan ve İngiltere’de doğan aktris, ailenin ikinci çocuğuydu. 3 yaşında bale dersi almaya başlayan Elizabeth, 2. Dünya Savaşı’nın başlayınca ailesiyle birlikte Amerika’ya göç etti. 9 yaşına gelen Elizabeth, bir aile dostlarının ısrarı üzerine Hollywood’daki Universal Stüdyoları’na götürüldü ve yapılan deneme çekimi sonrasında beğenilen küçük kız, derhal bir anlaşma imzaladı.

Türk Sineması’nın Sultanı; Türkân Şoray

queennothing | 27 December 2010 16:00

Türk Sineması’nın ‘Sultan’ı Türkan Şoray, 28 Haziran 1945 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi. Devlet Demir Yolları memuru olan babası Halit ile ev hanımı olan annesi Meliha’nın kızları olan Türkan, sürekli semt/ mahalle değiştirdikleri için ilköğrenimini farklı okullarda tamamladı. Rami İlköğretim Okulu’na yazılan Türkan, eğitimini Feriköy İlköğretim Okulu’nda bitirdi. Küçük yaşta annesinin sorumluluklarını paylaşan küçük kız, 9 yaşına geldiğinde; 1954 senesinde kardeşi Nazan (müzisyen) dünyaya geldi. Aynı sene, şiddetli geçimsizlik sebebiyle annesi ile babası boşanan Türkan, kardeşi Nazan ile annesinde kaldı.

Meryl Streep

queennothing | 29 November 2010 11:44

Mary Louise Streep, 22 Haziran 1949 tarihinde Mary Wolf ile Harry William Streep çiftinin üçüncü ve tek kız çocukları (abileri Harry ve Dana) olarak New jersey, Amerika’da dünyaya geldi. Çocukluğunu New Jersey’de geçiren aktris, Bernards High School ve Vassar College’de drama eğitimi aldı. İngilizce, İsveççe ve Almanca öğrenen Meryl, üniversiteyi Yale’de, drama bölümünde okudu. Yale’den mezun olduktan sonra ilk performansını New York Shakespeare Festival’de sergileyen Meryl, Broadway’de “Happy End” adlı müzikalde rol aldı. 26 yaşında ilk oyunculuk deneyimi yaşayan genç aktris, “Everybody Rides the Carousel” adlı animasyonda seslendirme yaptıktan sonra 1977 senesinde “Secret Service” ve “The Deadliest Season” adlı TV filmlerinde rol aldı. Aynı sene Jane Fonda, Vanessa Redgrave gibi isimlerle 11 dalda Oscar’a aday gösterilen ve 3 dalda Oscar Ödülü kazanan film “Julia“da ‘Anne Marie’ karakterini canlandırdı. 1978 senesinde iki Altın Küre ödüllü mini dizi “Holocaust“ta üç bölüm ‘Inga Helms Weiss’ karakterine can verdi.

Aynı sene Robert De Niro, Christopher Walken, John Savage gibi isimlerle birlikte “The Deer Hunter” adlı yapımda canlandırdığı ‘Linda’ karakteriyle ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’ dalında Oscar’a aday gösterildi. 1979 senesinde Woody Allen’ın yönettiği “Manhattan” adlı yapımda ‘Jill’ karakterini canlandıran Meryl, aynı sene Dom Gummer ile dünyaevine girdi.
“Uncommon Women… and Others”, Alan Alda’nın yönettiği “The Seduction of Joe Tynan” adlı yapımda ve ‘Joanna Kramer’ karakteriyle “Kramer vs. Kramer” adlı yapımda rol alan aktris, ‘En İyi Kadın Oyuncu’ dalında Oscar ödülü kazandı. 1981’de “Kiss Me, Petruchio” adlı TV filminde ve John Fowles’in romanından uyarlanan Karel Reisz‘in yönetmenliğini üstlendiği “The French Lieutenant’s Woman” adlı yapımda rol alan Meryl Streep, ‘En İyi Kadın Oyuncu’ Oscar’ına sahip oldu. 1982’de “Alice at the Palace”, Robert Benton‘un yönetmenliğini yaptığı “Still of the Night” ve William Styron’un romanından uyarlanan “Sophie’s Choice” adlı yapımda yer alan Streep, ‘En İyi Kadın Oyuncu’ Oscar’ına bir kez daha sahip oldu. Mike Nichols’un yönettiği “Silkwood“da rol alan meryl, ‘En İyi Kadın Oyuncu’ dalında Oscar adayı oldu. Robert De Niro ile “Falling In Love” adlı yapımda ‘Molly Gilmore’ karakteriyle yer alan aktris, ‘Susan Traherne’ karakteriyle “Plenty” ve ‘Karen’ karakteriyle de “Out Of Africa” adlı yapımda rol aldı. Bu rolüyle aktris, bir kez daha ‘En İyi Kadın Oyuncu’ Oscar’ına aday oldu.

Emmanuelle Béart

queennothing | 04 October 2010 17:38

Emmanuelle Béhart-Hasson, bildiğimiz adıyla Emmanuelle Béart, 14 Ağustos
1963 tarihinde French Riviera’da (Cote d’Azur) dünyaya geldi. Soyu Malta, Yunanistan ve Hırvatistan’a dayanan anne Genevieve Galea (manken) ve soyu Rusya, İsveç ve İspanya’ya dayanan Yahudi kökenli baba Guy Béart‘ın (müzisyen) kızları olan Fransız aktris Emmanulle, çocukluğunu annesi, kızkardeşi ve erkek kardeşleriyle birlikte, babasız geçirdi. 12 yaşını bitirdiğinde Ottavia Piccolo‘nun başrolünde yer aldığı “Mado” adlı yapımı izleyen Emma, filmde ‘Helen’ karakterini canlandıran, 1982 senesinde hayatını kaybeden aktris Romy Schneider‘den etkilenerek oyuncu olmaya karar verdi. Eğitimi için Kanada’ya ve Montreal’e giden Emma, İngilizce öğrenir. O sırada tanıştığı yönetmen Robert Altman ile ilişki yaşamaya başlayan genç Emma, 1980 senesinde ilk projesi “Le Grand Poucet“te yer aldı. Bir TV filmi olan “Le Grand Poucet”te Emma, ‘Grive’ karakterini canlandırdı. 1984 senesinde “Premiers désirs” adlı yapımda ‘Helene’ karakterine can veren Emma, 1984’te “Zacharius” adlı TV filminde ‘Judith’ karakteriyle yer aldı.
O sıralarda BAFTA Ödüllü aktör Daniel Auteuil ile ilişki yaşamaya başlayan genç oyuncu, Jean-Pierre Dougnac‘ın yönettiği “Un amour interdit” (‘Constanza’ karakteriyle) adlı yapımda “Raison perdue” adlı TV filminde (‘Sonia Mornant’ karakteriyle) ve erkek arkadaşı Auteuil ile birlikte “L’amour en douce” (‘Samantha Page’ karakteriyle) adlı yapımda rol aldı. 1986’da “Cinéma 16” adlı TV dizisine konu kolan oyuncu, aynı sene Jean Reno‘nun da oynadığı “Et demain viendra le jour” adlı TV filminde (‘Judith’ karakteriyle) rol aldı.

Aynı sene, Claude Berri‘nin yönetmenliğini yaptığı ve ‘En İyi Yabancı Film’
dalında BAFTA adayı olan “Manon of the Spring” adlı yapımda Yves Montand ve erkek arkadaşı Auteuil ile birlikte oynayan Emma, canlandırdığı ‘Manon’ karakteri César Ödülü kazandı. Bir sene sonra, Tom McLoughlin‘in yönetmenliğini yaptığı “Date with an Angel“da ‘Angel’ olan genç aktris, Edouard Molinaro‘nun yönettiği “À gauche en sortant de l’ascenseur“de ‘Eva’ karakterini canlandırdı.
1989’da “Les jupons de la révolutio” adlı TV dizisine konuk olan Emma, aynı sene ‘Marie’ karakteriyle “Les enfants du désordre” (Children of Chaos) adlı sinema filminde rol aldı.

Marion Cotillard

| 12 August 2010 16:59

Marion Cotillard, 30 http://arsiv.pilli.com/blog/update/3147Eylül 1975 tarihinde Paris’te dünyaya geldi. Çoğu oyuncunun ailesi gibi Cotillard ailesi de sinemaya ve sanata düşkün bireylerden oluşuyordu. Babası ve erkek kardeşi amatör oyunculuk yapıyorlardı. Cotillard böyle bir ailede dünyaya geldi. Oyunculuğu seçmesinin ve bu işi gerçekten istemesinin nedeni babasıydı. Babası, onu sinemaya alıştırdı ve oyunculuğunun yolunu açtı.
Cotillard ayrıca şu sıralar Greenpeace kurumunda aktif halde rol alıyor. Tam bir ekolojist olduğunu da belirtelim. Greenpeace’teki rolünü, oyunculuğu kadar önemseyen bir karaktere sahip.
Özel hayatına değinelim. Aktris hem Hollywood’ta hem de Fransa’da film çekmeye devam ediyor. Şu sıralar aktör-senarist-yönetmen Guillaume Canet ile sevgili.

Kariyeri:

Çoğu oyuncu gibi ilk olarak tv dizilerinde rol alarak oyunculuğa giriş yaptı Cotillard. İlk rol aldığı dizi ise 6 sezon süren “Highlander” dizisi oldu. ’93 yılında bir bölüm rol aldı dizide. Hemen ardından, ’94’te bir sinema filminin başrolünde rol aldı: L’histoire du garçon qui voulait qu’on l’embrasse. Film, romantik-dram türündeydi ve Cotillard’ı bazı çevrelerce tanınmasını sağlayan yapım oldu.
Gene ’94’te “Extreme limite” adlı dizide Sophie‘yi tek bölüm canlandırdı.